Tüm Yazarlar
M. Mücahit Küçükyılmaz Yazıları
Bizans Çaka Bey'den nasıl kurtuldu?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Bizans Çaka Bey'in kılıcından kurtulurken, Çaka Bey dindaşı, soydaşı ve damadı Kılıç Arslan'ın kılıcından kurtulamadı. Ne demiş atalar? Unutma; düşman kör nişancıdır, ama dost nereden vuracağını iyi bilir!
Büyük Selçuklu nasıl yıkıldı?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Yavuz niçin doğuya sefer etti?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Evet, Yavuz doğuya sefer etti, Türk ve Müslüman devletlerle savaştı. Ancak Anadolu'da ve İslam dünyasında öyle bir düzen inşa etti ki, bugün o büyük dâhinin kurduğu Mekke, Medine ve Kudüs eksenli düzeni hep birlikte arıyoruz.
Moğolları kim yendi?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Kutuz, dedesi Alaaddin Muhammed'i kahrından öldüren ve amcası Celaleddin'i diyar diyar gezdiren Cengiz Han'ın torunu Hülagu Han'ın ordularını yok etmişti. Yani Sind nehrinde Moğol katliamından Hazreti Musa misali kurtulan küçük çocuk yine Hazreti Yusuf misali Mısır'a sultan olmuştu. Onun elinden hezimete uğrayan Moğollar bir daha bellerini doğrultamadılar.
Moğolları kim çağırdı?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Moğol felaketinin en büyük nedeni Allah'ın, “Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun” emrine karşılık, içimizde şerre ve şerri çağıranların da bulunmasıdır.
Selahaddin'in ‘Akka Kilidi' Kudüs'ü nasıl kurtardı?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Selahaddin, III. Haçlı Seferini durdurmayı sadece orduları ve kılıcıyla değil, adalet, tevazu ve ihlasıyla başardı. Kudüs'te ve Akka'da düşmana fazla merhamet göstermekle eleştirildiğinde gülümser ve “Af konusunda hata yapmak, haklı olarak cezalandırmaktan daha çok hoşuma gidiyor” derdi. Hazreti Ömer, Selahaddin ve Yavuz Sultan Selim'in mirası Kudüs, 1918 yılına kadar İslam'ın adalet ve merhametiyle idare edildi. Yine onu bekliyor!
15 Temmuz ‘terörist darbe' girişimi Haçlıların son seferi mi?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Selahaddin sadece 'Kudüs fatihi' midir?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Selahaddin Kudüs'ün anahtarının İslam birliğinde olduğunu görmüştü. Birlik için de, yüzyıllardan bugüne Ortadoğu'da değişmez bir hakikat olarak şu dört şehrin birleşmesi gerekiyordu: Kahire, Musul, Şam, Halep.
Ayasofya kimin mülküdür?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Ayasofya insanlığın ortak malı veya bazı kesimlerin ortak sembolü değil, Osmanlının bakiyesi, fethin hediyesi, Fatih Sultan Mehmed'in vakfiyesi bir camidir. Bir vakıf olarak da Türkiye topraklarındadır, bize emanettir ve Allah'ın mülküdür.
Menderes'i korkudan astılar
M. Mücahit Küçükyılmaz
Menderes'i neden astılar?” sorusunun cevabı darbecilerin narsist ve psikopat kişiliklerinde gizli. Türkiye'nin maşeri vicdanı Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idam edilmesini hiçbir zaman kabullenmedi. Zaten darbeciler, 9 ay 27 gün süren yargılama boyunca haklarında dişe dokunur bir delil bulunamayan Menderes ve arkadaşlarını her şeyden evvel korkudan astılar.
Haçlılar Kudüs'ü nasıl işgal edebildi?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Hâkimiyet sarhoşluğuyla birbirini kırmaya başlayan İslam dünyasında gerçek anlamda bir lider yoktu. Alparslan, Melik Şah veya bir asır sonraki Selahaddin olsaydı, Kudüs düşer miydi?
Alparslan Malazgirt'te kiminle savaştı?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Ebu'l-Feth Muhammed Alparslan bin Davud Gazi, Malazgirt'te sadece Romen Diyojen ve Bizans ordusu ile mi savaştı? Yoksa aklının yarısı, arkasında onu vurmak için fırsat kollayan öz kardeşinde miydi? İşte böyledir trajedi… Her iki kardeşe de kırk küsur yıllık birer ömür bahşedilir, ancak biri tarihe âsi, öbürü gazi olarak geçer.
Karamanoğlu, Osmanlı'ya neden ihanet etti?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Osmanlı'ya katıldıktan sonra da bazı Karaman beyleri Osmanlı'nın karşısında kim varsa onu desteklediler; önce Memlûkları, ardından Safevileri… Fakat Selçuklu Devleti yıkılırken en büyük beylik olan Karamanoğulları Türk-İslam birliğini sağlayacak bir umut olmak yerine, Osmanlı'yı arkadan vuran ve onun düşmanlarıyla ittifak yapan bir beylik olarak tarihe geçti.
FETÖ'nün siyasi ayağında kimler var?
M. Mücahit Küçükyılmaz
FETÖ’nün siyasi ayağında kimler mi var? Mit tırlarını diline dolayanlar, 17 Aralık sonrası, kulağına üflenen illegal tapeleri Meclis kürsülerinden yayınlayanlar, tek misyonu sahte dinleme kayıtlarını yayınlamak olan Karşı gazetesini yönetenler, darbenin parolası olan “Yurtta sulh”u olur olmaz kullanıp başbakan olacağını bağıranlar, 15 Temmuz’da FETÖ’cülerin açtığı koridorda VİP’ten ‘güvenli’ evlere geçip 251 şehidin akan kanını ekrandan izleyenler....
Duvardaki tüfek: Bir ‘terörist darbe’ olarak 15 Temmuz
M. Mücahit Küçükyılmaz
O gecenin dehşetini, o geceyi VIP’te ve “güvenli bir mekânda” ayaklarını uzatarak koltukta televizyon izleyenler değil, tanklarla burun buruna gelen, F-16 uçaklarının ses patlamalarıyla karşılaşanlar, helikopterden üzerine ateş açılanlar yaşadı. Dehşeti yaşamayanlar ise FETÖ’cüler ile darbeden kazançlı çıkmayı bekleyen iş birlikçileriydi; onların dehşeti, millet duruma vaziyet etmeye başladıktan sonra, sabaha karşı başladı.
FETÖ darbe davalarında habercilik sorunu
M. Mücahit Küçükyılmaz
FETÖ darbe davalarıyla ilgili haberlerin manipüle edildiğini gördük. İlk başta, neredeyse tamamen sanık savunmaları üzerinden bir gazetecilik yapılması, darbecilerin ortaklaşa tekrar ettiği yalanların gündemi işgal etmesine yol açtı. Oysa gerçek anlamda habercilik refleksi sadece sanık savunmalarının manşete çekilmesiyle değil, iddianamelerin içeriği, avukatların demeçleri, hâkimlerin soruları arasında dengeli bir dil yakalanması ve varsa çelişkilerin ortaya konulmasıyla gösterilir.
Türkiye’nin krizlerine değil kaderine ortak olmak
M. Mücahit Küçükyılmaz
İktidar olmak ve orada kalmak sorun çözme yeteneği gerektirir. Bu da yetmez; böyle bir yeteneğinizin bulunduğuna seçmeni ikna etmeniz de gerekir. AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı genel başkan yaparak kendi liderlik meselesini; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini getirerek de ülkesinin sistem sorununu halletti.
Millî demokrat hat: Türkiye’nin ortak paydası
M. Mücahit Küçükyılmaz
15 Temmuz’da saldırıya uğrayan iki temel değer olan vatan ve demokrasi, ancak bu milletin ortak paydası olan kavramlarla muhafaza edilebilir. Hem vesayet tehdidine hem de Avrupa’da yükselen ırkçılığa karşı bizim için en anlamlı savunma hattı millîlik ve demokratlık kavramları üzerinden inşa edilebilir.
Darbeciler darbe millet anayasa yapar!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Türkiye’deki darbe girişimlerinde kötü bir sicile sahip olan CHP, Yenikapı ruhunu taşıyabilseydi, bugün yeni anayasaya da ruhunu veren sivil siyasetin içerisinde yer alacaktı. Ancak bu yük muhtemelen bünyeye ağır geldi ve ana muhalefet, HDP, PKK, FETÖ, DHKPC ve marjinal sol ile birlikte hayır cephesinde yer aldı.
Saygıdeğer Selvi Hanım,
M. Mücahit Küçükyılmaz
Muhakkak ki her anne, eş ve kadın gibi siz de saygıya layık bir insansınız. Ayrıca sadece kadın olmak değil, hepimizin ortak niteliği durumundaki insan olmak vasfı da haysiyet ve şeref sahibi olmanın başlıca kaynağıdır. Bu itibarla, ülke gündemindeki bazı can sıkıcı konulara dikkatinizi çekmek isterim.
Laik Kürt ulusçuluğu sorunu
M. Mücahit Küçükyılmaz
Laik Kürt ulusçuluğunun İslam düşmanlığı, Diyarbakır’da Kurşunlu Camii’ni kurşunladıktan sonra, cuma namazında saf tutarak unutturulacak bir mesele değildir. PKK’nın efsanevi pragmatizm ve oportünizmi, onun sabıkasını Firavun tövbesiyle sildirmeye veya günahlarını Hüda Kaya gibi vitrin figürlerin başörtüsüyle örtmeye yetmeyecektir.
Sur’a üfleyen kıyametini hazırlar!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Dişlerini çatlatma pahasına sabrını bilemeye devam eden ülke insanının, halk irfanında demlendirdiği yakıcı bir soru var: Meclisteki teröristler durdukça, dağdaki ve ovadakilerle savaşmak nereye kadar?
Başkanlık sistemi niçin gerekli?
M. Mücahit Küçükyılmaz
Türkiye 2007 yılında parlamenter sistemin ürettiği son büyük kriz olan 367 garabetini ve 27 Nisan e-muhtırasını, ancak cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçeceği bir senaryo ile aşabilmiştir ve bu bakımdan başkanlık sistemine doğru dönülmez bir yola girmiştir.
Türkiye’yi terörle terbiye etmek
M. Mücahit Küçükyılmaz
IŞİD terör saldırısı düzenlediğinde hükümeti suçlamak, PKK’nınkine ölü taklidi yapmak, devlet operasyon düzenlediğinde ortalığı velveleye vermek... Eline silah verip ölüme gönderdikleri Kürt gençlerin cesedi üzerinden imza toplayanlar PKK tonlarca patlayıcı ile bebek öldürdüğünde “Bahar erken geldi, cemreler düşüyor” diye sevinç naraları atar ve yakayı ele verirler.-
Yeni Türkiye: Zamirlerin özneleşme savaşı
M. Mücahit Küçükyılmaz
‘Şeyh’ ne mürşit, ne münzevi, ne de bir dini önder olarak makbul bir anlam taşıyor. O, küresel güç dengeleri tarafından ayartılmış, az bir menfaat karşılığı dinini ve Türkiye’yi dünyaya değişen, postu olmadığı halde tahta talip, fakat ne şeyh kalabilmiş, ne de hükümdar olabilmiş bir figürü temsil ediyor.
Bir mühendislik projesi olarak Gülenizm
M. Mücahit Küçükyılmaz
7 Şubat 2012’de sinsice bir savaş açtınız ve mağlup oldunuz. O halde beddua, feryad ü figan etmeyecek, hakkınıza razı olacaksınız! Sebep olduysan, sonucuna katlanacaksın. Yoksa şimdi yerde yatanlara bakıp acı acı söylenme vakti midir: Keşke içinizde bir aksakallı olsaydı da, bu felaketler başınıza gelmeseydi!
Ümmet sevindi siz üzüldünüz
M. Mücahit Küçükyılmaz
Türkiye’nin sahibi kim mi? Herkes önce neye sahip olduğuna değil, kendisine kimin sahip olduğuna baksın! Ümmetin güldüğüne ağlayan Gülenist; kiminle olduğunun ve neyi kaybettiğinin farkında mısın? Bu memleket, yabancı koroların sesi olanların değil, bu toprağın türküsünü çığıranlarındır!
İhanet geçer akçe!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Devlet gerçekten seri katil olsaydı, siz “DEAŞKP-C” veya “HDPKK” gibi olağan şüpheliler olarak cinayet mahallinde sırıtarak seçim propagandası yapamazdınız! İhanet şimdilik geçer akçe, ama bilin ki bugünler de geçer!
Yerli ve millî olmak: İşte bizim ortak kelimemiz!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Kamus bir milletin namusudur ve biz ezanı, bayrağı, toprağı ifade eden bu namusa ortağız! Yerli ve millî olmak... İşte bizim ortak kelimemiz budur!
Medyanın terörü, terörün medyası
M. Mücahit Küçükyılmaz
Modern dönemde medya ile terör arasındaki ilişki hem gazetecilik etiğinin, hem de mesleki pratiğin tartışma alanlarından biri oldu. Terörün yıldırma, dehşet salma işlevini görmesi için iletişim araçlarına ihtiyaç duyması; iletişim araçlarının da yayma, dağıtma işlevi nedeniyle bu iki kavram arasında riskli bir bağ oluştu.
Toplumsalın dip akıntısı ve inşa edici siyaset
M. Mücahit Küçükyılmaz
Bugün Türkiye, farklı zamanlarda baş gösteren geleneksel sağ-sol, dindar-laik, Sünni-Alevi, Türk-Kürt ayrışmalarının tamamını bir arada yaşadığı ilginç bir zamandan geçiyor. Bir yandan bütün bu sayılan özneler kendi içinde sıkılaşırken, diğer taraftan sol-Alevi-laik-Kürt niteliği baskın bir kitle, düşman ilan ettiği tek ‘öteki’nin karşısında birleşiyor.
‘Diktatör’ün ülkesinde KOALiSYON!
M. Mücahit Küçükyılmaz
AK Parti’yi imha planı olarak muhalefetin koalisyon masasına sürdüğü ön şart, aslında “liderini ver, seninle ortaklık kuralım” düzeyinde sakil bir pazarlık hamlesinden başka bir şey değil ve bu haliyle işe yaraması imkânsız.
New York ‘Zaman’larında yaşayasınız!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Sömürgeci mantığın modern dönem müdahale araçlarından biri olan New York Times bir süredir dikkat çekiyor. Kibirle ülkelere karne veren, evrensel standartlar satmaya çalışan, gerçekte ise Amerikan küresel politikasının bir yumuşak güç aracından başka bir şey olmayan NYT, geçen hafta içeriden birkaç medya kuruluşu ile paslaşarak “Türkiye üzerinde karabulutlar” başlıklı bir editoryal yazı kaleme aldı.
Üç Kemalizm: Dersimci, Kürtçü, Paralel
M. Mücahit Küçükyılmaz
Bize sığınan mültecileri sınır dışı etme arzusu, Kılıçdaroğlu’nun gizleyemediği mezhepçi bakışının sonucudur. Aynı CHP Şeyh Said olayında Kürtleri, Menemen sonrasında Sünnileri, Dersim’de Alevileri, Varlık Vergisi ile azınlıkları ezerek zenofobi ile anılan bir soy kütüğü inşa etmişti. Benzer bir vukuatın “Dersimli Kemal” tarafından işlenmesi CHP’nin dönüştürücü gücü ve “mankurt” üretme yeteneği ile ilgili olsa gerek.
Düşmanın silahıyla kendini vurmak
M. Mücahit Küçükyılmaz
Geçen hafta, birkaç yıl önce yaşandığı ortaya çıkan ayetli, dualı pasta törenlerinin kutlu doğum haftası münasebetiyle gündeme getirilmesi ve Kâbe maketinin uyandırdığı çağrışımlar bu yazının müsebbibidir.
İçinizdeki silahlı solu ıslah edin!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Berkin Elvan’ın katillerini tespit etmeye en çok yaklaşan ve davanın beşinci savcısı olan Mehmet Selim Kiraz, Berkin Elvan için adalet isteyen maskeli militanlar tarafından rehin alındıktan sonra şehit edildi.
Muhalefetin kıymeti ve kıyameti
M. Mücahit Küçükyılmaz
Muhalefetin yetersiz, dağınık, yeterince odaklanamayan, soyut ve sivri söylemi 7 Haziran’da iktidarın işini kolaylaştıracak gibi ama meşru muhalefetin bu tür sorunları Türkiye’de sokak hareketlerinin ve yer altına inme ya da dağa çıkma olgusunun en temel gerekçesi haline geliyor. AK Parti ise, son üç seçimdir yaptığı gibi Türkiye’nin coğrafi ortalamasını yakalamayı başarıyor. İktidarın her bölgeden oy alabilme ve her kesimden vatandaşa bir siyaset sunabilme yeteneği var.
Onuncu Haçlı Seferinde Müslümanlar ve “kişiler”
M. Mücahit Küçükyılmaz
İsrail’i otorite, Şaron’u çığır açan lider, Erdoğan’ı Yezid, Firavun olarak adlandıranlara sormak gerek: İslam dünyası son Haçlı Seferiyle boğuşurken, Batılılara Türkiye’yi şikâyet eden, kendini cici müttefik adayı olarak tanıtıp diğer Müslümanları tu kaka ilan eden kişi, Amerika’daki muhkem karargâhından neyin savaşını yönetiyor?
Anladık, hepiniz Şarli’siniz!
M. Mücahit Küçükyılmaz
“Mü’minler, mü’minleri bırakıp inkârcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bağını koparmış olur...” Âli İmran, 28
Kardeşini şikâyet eden kendini izah edemez!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Herhangi bir İslam ülkesine gittiğimizde Mavi Marmara hatırına ücret almayan taksici, içtiğimiz kahvenin parasının Davos’ta ödendiğini söyleyen esnaf ümmete ve dünyaya bizi izah ediyor. Biz ne gâvura kardeşimizi şikâyet ederiz, ne de kendimizi izah etmek zorunda hissederiz. Zira kardeşini şikâyet eden kendini izah edemez!
Demokrasi sokağa düşmez!
M. Mücahit Küçükyılmaz
Maçı kaybedince rakip takımı darp etmekten gizli bir zafer hazzı duyan laik muhalefetin züğürt tesellisi Gezi’deki büyük darp girişimiyle başladı. Sonra 17 Aralık’ta gelen paralel darbe girişimi ile sarmaş dolaş olan “darpçı” zihniyet, o günden beri bu iki girişimin tekrarı için çabalıyor.
Yeni Türkiye: Devlet aklı halk irfanı
M. Mücahit Küçükyılmaz
Demirel’in, 28 Şubat’ta 9. Senfoni’yi dinledikten sonra “İşte çağdaş Türkiye!” diye haykırması o günlerde ezilen dindarlar için ne kadar ötekileştirici ise, Davutoğlu’nun Tunceli’de verdiği resim o kadar kucaklayıcı ve kuşatıcıdır.
Namaz kılmak zurna çalmaktan önce gelir
M. Mücahit Küçükyılmaz
Gezi’de nüktedan ve fırlama, 17 Aralık’ta hakperest ve gözü pek tabir edilen ve özellikle ecnebi kamuoyunda kutsanıp coşturulan bu muhalefet tarzının ciddi bir yerlilik sorunu olduğu açıktır. Soma acısını, sosyal medyada, edep yerlerine yazdığı #dirensoma benzeri etiketlerle paylaşan patavatsız düzey ya da AKP’ye oy verenlerin evlat acısı tatmasını dileyen lanetçi zihniyetin daha ilk topa girme hareketinde kırmızı kartla oyundan atılması kaçınılmazdır.
Şeyh ile Hükümdar
M. Mücahit Küçükyılmaz
Bu topraklarda tarihin ana damarı devlet-i ebed müddet düşüncesiyle aynı çizgide akar. Kim istikrarı koruyacak, ortak geleceği daha sağlam inşa edecekse halk irfanı onun yanındadır. Zaten tarihin tartışmalı olaylarında taraflardan birine daha açık bir meşruiyet sağlayan da kolektif bilincin belirleyicisi olan halk irfanı değil midir?
Sosyal medyada henüz reşit olamadık
M. Mücahit Küçükyılmaz
Bizim için çok cazip ve yeni olan bu medya türünün karşısında, bireyler olarak biz de yeniyiz. Bir bakıma ona karşı henüz reşit değiliz. Bu yüzden Youtube ve Google ile ilgili sorunlarda görüldüğü gibi, hukukun bazı müdahaleleri gayri tabii karşılanıyor, sansür tartışmalarını beraberinde getiriyor.