Tüm Yazarlar
Necmettin Acar Yazıları
Enerji krizlerine çözüm üretecek yeni koridor
Necmettin Acar
Türkiye, ister Kuşak ve Yol İnisiyatifi isterse de Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru için en kritik bağlantı noktasında bulunuyor. Son dönemde Basra Körfezi'nden başlayarak Türkiye üzerinden geçip Doğu Akdeniz'e ulaşacak olan Kalkınma Yolu projesi Asya-Pasifik bölgesi ile Avrupa arasındaki en güvenli ve kısa mesafe olarak ön plana çıkıyor. Bu proje salt ekonomik bir koridor olmanın ötesinde son yıllarda şahit olduğumuz küresel enerji krizlerine de çözüm üretebilecek boyutlar taşıyor.
‘Güvenlik yoksa petrol de yok' dönemi mi?
Necmettin Acar
2020'li yıllardan itibaren ABD'nin küresel petrol piyasalarındaki liderlik rolünün zayıflamasının en önemli iki sebebinden bahsedilebilir; ABD'nin enerji arzını artırma politikası ve enerji zengini Körfez monarşilerine sağladığı fiili güvenlik garantilerini azaltma girişimi.
Orta Doğu'da yalnızlaşma sırası İsrail'de mi?
Necmettin Acar
Çin arabuluculuğunda gerçekleşen İran-Suudi uzlaşısının Orta Doğu bölgesini aşan sonuçlar üreteceğini rahatlıklar söyleyebiliriz. Çünkü bu gelişme bölge güvenlik mimarisinde ABD'nin azalan rolüne karşın Çin'in rolünün arttığını simgelemektedir. “Düşmanlarla” çevirili olan ve sınırsız ABD desteği sayesinde ayakta kalmayı başaran İsrail, bölgede ABD'nin nüfuzunda yaşanan azalmadan en kötü etkilenecek aktörlerin başında gelmektedir.
Orta Doğu'da siyaset radikalleşiyor
Necmettin Acar
Bölge siyasetinde ortaya çıkan radikalleşme eğilimleri önemli ölçüde İsrail'in tek taraflı girişimlerinden kaynaklanmakta. İsrail'de yükselen aşırı sağcı eğilimler ve Filistinlilere karşı İsrail ordusunun artırdığı sistematik cinayetler, Filistinlilerin İsrail baskısına karşı artan silahlı eylemleri, İran'daki bazı askeri tesislere ve Azerbaycan'ın Tahran Büyükelçiliği'ne yönelik saldırılar bu radikalleşmenin önemli işaretleri
Çin'in İran ikilemi
Necmettin Acar
Çin, enerji güvenliğine dair endişeler ön plana çıktığında Riyad'la, jeopolitik ve jeostratejik endişeler ön plana çıktığında Tahran'a yakınlaşıyor. Son dönemde ortaya çıkan enerji güvenliği sorunu Çin'i Riyad'a yakınlaşmaya zorlamaktadır. Jeopolitik ve jeostratejisinin ön plana çıktığı bir siyasal atmosferde İran yeniden Çin dış politikasının vazgeçilmez bir aktörü olacaktır.
Savaş yılgınlığı itidal getirecek mi?
Necmettin Acar
Hem enerji ve gıda cephesinde hem de genel olarak ekonomik ve askeri cephede yaşanan gelişmelerin, aktörleri belirgin bir "savaş yılgınlığına" ittiği görülmekte. Hem bu yılgınlık hem de aktörlerin politik hedeflerini kısmen de olsa gerçekleştirmiş olmaları kısa sürede barışçıl bir çözüme ulaşılamasa da çatışan tarafları daha itidalli hareket etmeye sevk etmektedir.
Türkiye'nin enerji üssü olması mümkün mü?
Necmettin Acar
Türkiye'nin rezerv ülkeler ve tüketim merkezleri arasındaki en kısa mesafe oluşu, güvenli bir transfer rotası olması hem rezerv ülkelerle hem de tüketim merkezleri ile sürdürmeyi başardığı diyalog, Türkiye rotasının cazibesini artırmıştır. Mevcut boru hattı altyapısı da Türkiye rotasını Avrupa enerji güvenliği açısından kısa vadede uygun maliyetli bir çözüm haline getirmektedir.
Enerji transferinde sabotaj iddiaları! Kuzey rotası artık güvensiz
Necmettin Acar
Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle Polonya ve Ukrayna'dan geçen hatlarda önemli oranda kapasite kaybı yaşanmasına ilaveten geçen hafta Kuzey Akım I ve II'ye yönelik sabotajlar sebebiyle bu hattın da devre dışı kalması, Avrupa'ya enerji tedarikinde tek rota olan kuzey rotasını güvenilir olmaktan tamamen çıkarmıştır. Bugün Ukrayna, Polonya ve Baltık Denizi'ndeki hatların güvenirliği tartışılırken hem Hazar bölgesinden Avrupa'ya ulaşan TANAP'ın hem de Rusya'dan çıkıp Türkiye'den geçerek Avrupa'ya ulaşan Türk-Akım'ın güvenli iletim hattı olup olmadığına yönelik en ufak bir şüphe bulunmamaktadır. Uluslararası ilişkiler literatüründe enerji güvenliği olgusu İngilizce adlandırılmalarıyla 4A formülü ile tanımlanır: Enerji kaynağının mevcudiyeti (availability), enerji kaynağına kesintisiz erişim (accessibility), enerjinin uygun maliyetli olması (affordability) ve enerjinin sosyal olarak kabul edilebilirliği (acceptability).
AB'nin enerji güvenliği sorunu derinleşiyor
Necmettin Acar
Bugün Rus nükleer enerji şirketi Rosatom küresel ölçekte kullanılan nükleer yakıtın üçte birini tek başına üretiyor. Dolayısıyla bugün doğalgaz kıtlığı yaşayan Avrupa ülkeleri nükleer santralleri devreye almaya başladıklarında ihtiyaç duydukları nükleer yakıtı temin etmek için başvuracakları piyasanın en büyük aktörü yine Rusya.
Mısır'daki kilise yangınının düşündürdükleri
Necmettin Acar
Geçmiş yıllarda Kiliselere ve Kıpti mekânlarına yönelik saldırılar Kıptilerin güvensizlik algısını derinleştirmiş ve Müslüman halka karşı rejimle işbirliği geliştirmesiyle sonuçlanmıştır. Geçtiğimiz hafta Gize'daki yangın ve sonrasında yaşananlar Mısır'da rejimin Kıpti hassasiyetini göstermesi açısından önemli bir örnektir.
Biden'dan Orta Doğu güvenlik mimarisine naif yaklaşımlar
Necmettin Acar
Biden; "Rusya, Çin veya İran'ın doldurabileceği bir boşluk bırakmayacağız" sözleriyle hem dünyaya hem de bölgedeki ABD müttefiki rejimlerin yöneticilerine ABD'nin bölge güvenliğinin başat aktörlüğü rolünden vazgeçmediğini ilan etse de bu dış politika vizyonunun inandırıcılığı tartışmalıdır. Rusya'ya uygulanan yaptırımlar sebebiyle önemli ölçüde sıçrayan enerji maliyetlerini ve enflasyonu düşürmek için aylardır Washington'un Körfez ülkelerine "petrol üretimini artırın" baskısının Körfezdeki aktörler tarafından ciddiye alınmadığının en güzel kanıtı son OPEC+ toplantısında alınan cüzi üretim artışı kararıdır.
Türk-Suudi ilişkilerini rasyonelize eden faktörler
Necmettin Acar
Suudi Veliaht Prensin çarşamba günkü Ankara ziyareti Türk-Suudi ilişkilerindeki buzları eriterek yeni bir dönemin başlangıcını teşkil etse de her iki ülke arasındaki ideolojik ve jeopolitik rekabeti tamamen ortadan kaldırabilecek bir etki ortaya çıkaramayacaktır.
Türkiye-Mısır normalleşme süreci
Necmettin Acar
Geçtiğimiz yıl başlayan istikşafi görüşmelere ilaveten Nebati'in geçen hafta gerçekleşen Kahire ziyareti kararlılığı simgelemesi açısından son derece önemlidir. Başta enerji ve gıda güvenliği olmak üzere son dönemde karşı karşıya kaldığımız bölgesel ve küresel sorunlar her iki ülke ilişkilerindeki bu normalleşmeyi destekliyor.
Avrupa enerji güvenliği düğümünü Katar diplomasisi çözer mi?
Necmettin Acar
Katar'ın son dönemde hem bölgede hem de küresel ölçekte artan diplomatik gücü, Avrupa enerji güvenliğinde oluşan bu düğümün çözülmesine büyük bir katkı sunabilir. Burada Katar'ın Biden yönetimi tarafından geçtiğimiz günlerde "NATO üyesi olmayan önemli müttefik" statüsüne yükseltildiğinin de hatırlatılması gerekmektedir. Bugün Avrupa ülkeleri, eğer enerjide Rusya'ya bağımlılığını sonlandırmak istiyorlarsa başta İran nükleer müzakereleri, Irak ve Suriye'nin siyasi istikrarı ve Türkiye ile ilişikler olmak üzere çok değişik alanlarda radikal adımlar atmak zorundadır.
Enerji güvenliği Avrupa'yı bölüyor
Necmettin Acar
Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcında, bu savaşın AB ve NATO gibi kurumlarda zayıflayan ittifak ruhunu destekleyeceğine yönelik çok sayıda analiz yazıldı. Ancak savaşın ikinci ayında karşı karşıya olduğumuz manzara bu öngörüyü doğrulamak bir yana Batı bloku içerisinde Rusya karşıtı bloktaki çatlağın derinleştiğini gösterdi. Batı blokunun lider ülkeleri, Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin enerji güvenliğine yönelik endişelerini görmezden gelerek Rus enerji kaynaklarına yönelik kapsamlı bir yaptırım listesi hazırlıyor. Rusya karşıtı blokta başı çeken Londra ve Washington'daki karar vericilerin bu tutumu Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerindeki güvensizlik algısını beslemekten başka bir işe yaramıyor. Rusya-Ukrayna savaşı aslında Batı bloku için bir "turnusol kâğıdı" işlevi gördü. Özellikle ABD ve İngiltere'nin, müttefiklerinin ulusal güvenlik endişelerini hiçe sayan tutumu ittifakta güvensizlik algılarını besleyerek mevcut çatlakları derinleştirdi.
Geleneksel Suudi petrol politikasının değişimi
Necmettin Acar
2022 başlarından itibaren Suudi Arabistan'ın gelenekselleşen petrol politikasında köklü dönüşümlere şahit olduk. Riyad'ın petrol piyasalarımdaki sert dalgalanmalara kayıtsız kalması ve dolar yerine yuan ile petrol satılmasına yönelik mesajları bu dönüşümün en önemli işaretleri. Ülkenin petrol politikasındaki dönüşüm, algılanan güvensizlik, artan sosyal harcamalar ve yatırımlar, yüksek maliyetli modernleşme projeleri ve pahalı dış politikayı finanse etme gibi bir dizi sebeple ilişkilidir. Suudilerin petrol politikasındaki bu köklü değişimler, yakın gelecekte ülkenin Batı ile ilişiklerinde ortaya çıkabilecek köklü değişimlere de işaret etmektedir. Suudi Veliaht Prensi'nin "Vizyon 2030", "Neom Turizm Kenti" yerli savunma sanayii gibi oldukça iddialı ve doğal olarak yüksek maliyetli projeleri bulunmakta. Bütün bu projeler için milyarlarca dolarlık yatırım gerekiyor ve Suudilerin bu yatırımları gerçekleştirebilmesi, yüksek petrol fiyatlarından elde edecekleri kaynağa bağımlı durumda.
Pekin'le yakınlaşan islamabad'ın büyük sınavı
Necmettin Acar
ABD-Pakistan ilişkilerindeki gerginliğin elbette Rusya-Pakistan ilişkileri ile bir bağlantısı vardır. Fakat burada asıl hedef Rusya'dan ziyade Çin-Pakistan stratejik ilişkilerinin ulaştığı seviyedir. Çin'in Doğu Türkistan bölgesinin önemli kenti Kaşgar'dan başlayarak Pakistan'ın stratejik limanı Gwadar'a uzanan 2 bin 700 kilometrelik rota ile Çin, Güney Çin denizi ve Malakka Boğazı'nda kendisine karşı oluşturulmaya çalışılan kuşatmayı yarmayı planlamaktadır.
Hangi güvenlik öncelikli? Enerji mi gıda mı?
Necmettin Acar
Rusya'nın Ukrayna işgali sürecinde gelişmiş Batı ekonomilerini doğrudan etkileyen enerji güvenliği en çok konuşulan konuların başında gelirken, az gelişmiş ülkeleri doğrudan etkileyen, gıda güvenliğine dair tehditler daha geri planda kaldı. Bir ayını dolduran Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde Putin'in buğday ithalatını durdurması, doğalgaz vanasını kapatma ihtimali kadar dikkat çekmedi. Çünkü doğalgaz gelişmiş ülkeler için, gıda ise az gelişmiş ülkeler için hayati bir üründür. İçinde bulunduğumuz dönemde yeterli buğdayı temin etmek için yeterli dövizi bulmakta zorlanan Mısır'ın durumu oldukça kritiktir. Hem küresel basında hem de Mısır basınında "ekmek isyanlarına geri sayım" şeklinde haberler çıkmasına rağmen uluslararası kamuoyu buna değil enerji güvenliğine odaklanmış durumda.
Ukrayna Savaşı sonrası uluslararası güvenlik
Necmettin Acar
Bugün Rusya'nın Ukrayna işgali II. Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası sistemde bir güncellemenin zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Rusya ve Çin'i Avrupa ve Asya'da durduracak bir gücün yokluğu II. Dünya Savaşı sonrası kurulan politik sistemin en önemli açığıdır. Ukrayna Savaşı'nın ortaya koyduğu en kaba gerçek, tıpkı 19. yüzyılın başlarında Napolyon'u sınırlayacak bir gücün yokluğu gibi, Avrupa'da Rusya'yı durduracak askeri bir gücün yokluğudur.
Ukrayna işgali sonrası Avrupa enerji güvenliği
Necmettin Acar
Petrol piyasalarının aksine, doğalgaz arz piyasasında sınırlı sayıda aktörün varlığı ve bu aktörlerin önemli bir kısmının uluslararası siyasetten izole edilmiş olması Avrupa'nın enerji güvenliği sorununu kısa vadede çözümü imkânsız bir düğüm haline getirmiş bulunmaktadır. Rusya, İran ve Türkmen gazının küresel arz piyasalarından çekilmesiyle gözlerin döndüğü Katar ve ABD gibi büyük üreticiler açısından temel sorun ise doğalgazın Avrupa'ya iletimi ve maliyet sorunudur. ABD ve Katar doğalgazının mevcut koşullarda sıvılaştırılarak LNG olarak iletilmesi tek çözüm olarak duruyor. Petrolde olduğu gibi doğalgazda da denizaşırı rezervlere bağımlı olmak hem maliyet hem de iletim hatlarının güvenliği sorununu ortaya çıkarmaktadır. Önümüzdeki süreçte Rusya ve İran'a yönelik yaptırımların artarak devam etmesi durumunda Avrupa'nın enerji güvenliği sorununun çözümü zorlaşacaktır.
Putin Rusya'sı yeni ‘Swing producer' mı?
Necmettin Acar
Putin döneminde Rusya'nın dış politikasına yakından baktığımızda enerjiyi politik hedeflere ulaşmak için bir silah olarak kullanma eğiliminin oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Rusya'nın Avrupa'ya giden doğalgazı kesmesi Ukrayna'yı kontrol etmeye yönelik ilk girişimi olarak sayılabilir.
Sisi'nin Bağdat ziyareti ve Alternatif Arap Bloku
Necmettin Acar
27 Haziran'da Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'nin Bağdat'ı ziyaret etmesi yeni bölgesel düzen arayışları konusunda hem bölgesel hem de küresel aktörlerin güçlü bir motivasyona sahip olduğunu ortaya koyuyor. Mısır, Ürdün ve Irak'ın alternatif Arap Bloku gerçekleşirse askeri, demografik, ekonomik ve entelektüel açıdan Körfez-İsrail ittifakıyla rekabet edebilecek güçte olabilir. Böylece bölgede Tahran-Şam-Hizbullah ittifakı, BAE-Suudi ekseni ve Mısır-Ürdün-Irak ittifakı şeklinde üçlü bir bloklaşmayla karşı karşıya kalabiliriz. Kazımi yönetiminin Irak'ın imarında ve ekonomik kalkınmasında petrol gelirlerini artırmayı önemli bir gündem olarak kabul etmesi güvenli ihraç güzergahları arayışını zorluyor. Irak, Basra'da çıkacak petrolü, bin 700 kilometre uzunluğundaki petrol boru hattıyla Ürdün'ün Akabe Körfezi'ne uzatmayı ve bu hat üzerinden günlük bir milyon varil petrol ihraç etmeyi planlıyor. Ürdün açısından en önemli sorun BAE-Suudi ekseninin son dönemde İsrail'le normalleşme politikası adı altında Ürdün'ü Filistin meselesinden dışlaması.
Mezopotamya'dan Nil'e yeni Arap bloğu mümkün mü?
Necmettin Acar
Körfez-İsrail 'normalleşmesi' sıradan bir diplomatik ilişkiden ziyade enerjiden güvenliğe, petrol boru hatlarından turizme çok geniş yelpazede yeni bir Jeoekonomik bölgenin oluşumuna işaret ediyor. Geçmişte İngilizlerin radikaller ile ılımlıların arasına ördüğü jeopolitik duvar, şimdilerde bölge siyasetinde dışlanmışlık hissi yaşayan Mısır, Ürdün, Irak üçlüsünün jeopolitik önemini yeniden artırmak için işlevselleştirilmeye çalışılıyor. BAE-Suudi ekseni, Mısır'ın askeri, entelektüel, demografik, jeopolitik avantajlarına yaslanmadan, ne Körfez bölgesinde ne Güney Arabistan'da ne de Levant bölgesinde İran'ın liderlik ettiği revizyonist bloğu dengeleyecektir.
Fransa küresel siyasette yer arayışında
Necmettin Acar
Fransa, başta Orta Doğu olmak üzere tüm bölgesel kriz alanlarında uzun süredir varlık gösteren Türkiye ile rekabet etmek zorunda. AB düzleminde yükselen aşırı sağcı ve İslam düşmanı eğilimleri de çok boyutlu iddialılık politikası için önemli bir dayanak olarak gören Macron Fransa'sı bu eğilimleri de küresel siyasetteki yer arayışına önemli bir araç olarak kullanıyor.
Bahreyn; Suudilerin gelecekteki politikaları için bir test alanı
Necmettin Acar
İsrail'le açıktan ‘normalleşmesi' durumunda Riyad'ın karşıya kalacağı çok önemli problemler olacaktır. Bunların başında Filistin davasını sahiplenen Türkiye'nin Sünni dünyanın liderliğini Suudilerin elinden alması ve Suudi Arabistan'da halk ile yöneticiler arasındaki uçurumun derinleşme ihtimali gelmekte. Tüm bu sakıncalardan kaçınan Riyad şimdilik Bahreyn'i dolaylı bir aracı olarak kullanıyor.
Petrol şoku ve ABD-Suudi ilişkilerinin geleceği
Necmettin Acar
Petrol gibi stratejik bir silaha sahip olmak her zaman başarıyı garanti etmez. Son dönemde petrol fiyatları üzerinden gelişen ABD'nin Suudilere olan askeri desteğini sonlandırma niyetleri Körfez güvenlik mimarisinin geleceği hakkında tüm paydaşlarda derin endişelere yol açtı.
Mısır ekonomik çöküşe doğru yuvarlanırken…
Necmettin Acar
Sisi yönetiminin mevcut ekonomik zorlukları aşmak için ABD ve Körfez ülkelerine başvurma alternatifleri, Mısır ulusal çıkarının ve dış politikasının belirlenmesinde bu ülkelere daha fazla alan açacaktır. Sayılan mevcut alternatifler Mısır'ı hem İsrail'in güvenliğinin hem de Körfez ülkelerinin iddialı ve maceracı dış politikalarının temel payandası haline gelecektir.
Birinci Suudi-Rus petrol savaşı
Necmettin Acar
Son günlerde yaşadığımız petrol şoku karşısında Suudilerin hem ekonomik hem de politik olarak çok daha kırılgan olduğunu söyleyebiliriz. Uyguladığı petrol politikasının, küresel ekonomi üzerinde açığa çıkardığı etki itibariyle, amcası Kral Faysal'ın 1973 yılında uyguladığı petrol ambargosuna benzemesi Muhammed bin Selman'ı uluslararası bir baskıya maruz bırakacaktır.
Körfez'in İsrail ikilemi
Necmettin Acar
BAE-Suudi ekseninin kendi güvenlik ve istikrarını sağlamak için ABD ve İsrail'e yaslanmak zorunda kalması, bu ülkelerdeki yönetici elitin kendi şahsi çıkarlarını ülkelerinin ve İslam dünyasının çıkarlarından daha önemli görmesi ile yakından alakalıdır. Bölgedeki iç savaş ve istikrarsızlıkların en önemli sebebi otoktarik rejimlerin yaptığı bu yanlış ulusal çıkar tanımlamalarında yatmaktadır.
Körfez ülkelerinin Barış Pınarı rahatsızlığı
Necmettin Acar
Suudilerin liderlik ettiği Körfez ekseninin Suriye politikası, İran ve Türkiye gibi rakip iki bölgesel aktörün Ortadoğu’da oluşan güç boşluklarını doldurmasını engellemek ve Suriye krizinin her iki aktör için de maliyetini artırarak bölgesel rekabette avantaj kazanmak üzerine bina edilmiştir.
Körfezin yeni hamisi Rusya mı oluyor?
Necmettin Acar
ABD tarafından uygulanan çok sıkı yaptırımlar ve “maksimum baskı” politikasına rağmen, Rusya, İran üzerinde ABD’den daha fazla etkiye sahiptir. Körfez ülkeleri Rusya ile yakınlaşarak Suriye krizinde etkinliğini artırmak ve İran-Rusya ittifakını zayıflatmak gibi bir amaç gütmektedir.
Katar krizi ne anlama geliyor?
Necmettin Acar
Suudi Arabistan önderliğindeki ülkelerin (Bahreyn, Mısır, BAE vs.), İran’ı ve radikalizmi desteklediği gerekçesiyle Katar’a uyguladığı yaptırımları anlayabilmek ve önümüzdeki döneme dair bir öngörüye sahip olabilmek için Suudi dış politikasının üç önceliğine yakından bakmak gerekir; toprak bütünlüğünü korumak, rejim güvenliği ve bölgesel güvenlik.