Tüm Yazarlar
Ali K. Metin Yazıları
Yasımız geleceğimizdir
Ali K. Metin
Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın" diyor Albert Camus. Ölümün fotoğrafı aynı zamanda yaşadığımız gerçekliğin en amansız itirafı ve yansımasına dönüşebilmektedir. Dönüşmelidir de, zira bu gerçeklikle hala yüzleşip yüzleşemediğimiz yahut ne düzeyde yüzleşebildiğimiz meçhul.
Depremin aynasından ne görüyoruz?
Ali K. Metin
Temel müşterek anlamında birincil ve nihai hedefimiz insanın iyiliği ve yararı olduğunda, ahenkli bir birliği sağlamak burada gerçekten de o kadar imkansız olmayacaktır. Bunun için siyasi, ideolojik, maddi motivasyonları aşkın bir toplum/toplumsallaşma idealini sürekli diri tutmak gibi bir sorumluluk bilinciyle hemhal olmaya ihtiyaç var.
Tarımın dünü ve geleceği
Ali K. Metin
Tarım sektörü 2003-2021 dönemini kapsayan 19 yılın 15'inde büyüdü. Aynı dönemde ortalama yıllık yüzde 2,80 oranında büyüyerek birçok Avrupa ülkesinin önünde yer aldı.
Gıda güvenliğinde neredeyiz?
Ali K. Metin
Mesele sadece uluslararası kurum ve anlaşmalar etrafında bizden beklenen görevleri yerine getirmek değil, aynı zamanda kendimiz ve insanlık adına çözümün anahtarı olabilecek örnek yapı ve uygulamaları hayata geçirmek olmalı. Dünyayı insani ve ahlaki istikamette dönüştürecek bir güç ve cazibe odağı haline gelmemizin yolu böyle bir yeteneği ve hassasiyeti ortaya koymaktan geçiyor.
Refah ekonomisinin öteki yüzü
Ali K. Metin
Doğanın ekolojik dengesini bozmadan nasıl üretecek ve nasıl daha adil paylaşabileceğiz? Dünyanın kaynaklarını insanlığın geleceğini tehlikeye atmadan nasıl daha tasarruflu kullanabiliriz? Bu sorular basitliğine rağmen kapitalizme karşı eleştirel bir aklı inşa etmede radikal bir potansiyel içeriyor.
Jakoben Batılılaşma ve halkın realitesi
Ali K. Metin
Jakoben ve/veya otoriter politikalara dayalı radikal değişim çabaları radikal tepkileri besler. Burada da toplumu hafife almamak gerektiğini, toplum dediğimiz kompleks yapının radikal mühendislik çabalarıyla kuşatılamayacağını bilmemiz gerekir.
Hakikat şovenizminden diyalektik düşünceye doğru
Ali K. Metin
Aydınlanmanın doğurduğu pozitivist ve elitist kibir, postmodernitenin hakikatsizlik düzlemiyle imha edilemez. Hakikat insanoğlu için hem varoluşsal bir ihtiyaç hem de daha iyi/başka bir dünyanın referans noktasıdır.
Kapitalizmin prangaları
Ali K. Metin
İktisadın özerk bir konuma getirilmesi burjuva kapitalizminin bir marifetidir. İktisadi verimliliği ve kar arayışını sistemin temeline koymaktadır. Bunu insan doğasıyla temellendirerek kendisine bir gerçeklik değeri kazandırdığını, kazandırmakta ısrarcı olduğunu biliyoruz. Ancak insanı iktisadi hayvan olarak tanımlama ve dahası kurgulama başarısıyla oluşturduğu küresel hegemonya bizi aldatmamalı. Dünyanın ne halde olduğuna dair insani ve ahlaki perspektiften doğru, yeni bir bilinçlenmeyi başarabilirsek kapitalizmle baş etme konusunda önemli bir mesafe almamız mümkün olacaktır.
Medeniyet paradigması
Ali K. Metin
Batı medeniyeti, emperyal gücü ve mekanizmalarıyla bugün kendisini küresel düzeyde bir biyo-medeniyet haline getirmeyi başarmıştır. Huntington'un "medeniyetler çatışması" burada olsa olsa küçük bir komplikasyona işaret eder. Böyle bir çatışmayı "paradigmatik düzeyde" üretecek entelektüel vizyonu keşke ortaya koyabilsek. Ama vizyon yerine daha çok retorik üretmekle kalıyor, afili söylem ve eleştirilerin ötesine pek hani geçemiyoruz. Hayatın ve insanın anlamı/hakikati temelinde başka bir medeniyet gövdeleşmesi için elzem olan radikal düşünce iklimini oluşturacağımız umdelerden bile maalesef mahrum bir noktadayız. Hakim paradigmanın parametreleriyle düşünüyor, yaşıyoruz.
Kudüs'ün trajedisi ve çözüm için bir umut
Ali K. Metin
Garaudy, İlahi Mesajlar Toprağı Filistin kitabında İsrail'in 1948'de kurulmadan önce başka bir coğrafyada kurulmasının gündeme geldiğinden ama teklifin reddedildiğinden söz eder. Belli ki mesele sadece bir Yahudi devleti kurmak, Yahudileri sürgün hayatından kurtarmak değil. Mesele bir tarafıyla Ortadoğu'da emperyalist politikaların ihtiyacı olan kaosu üretecek bir zemini sağlamak. İsrail'in kuruluşunda "ırk miti"nden ziyade "toprak miti" ve "Siyonist devlet" hedefi belirleyici olmuştur. Bununla beraber İsrail'in kurulmasını meşrulaştıracak bir nüfusa sahip olması hiç kolay olmamıştır.
Kadın haklarının serencamı
Ali K. Metin
Kadın haklarının aileyi daha adil, eşitlikçi ama aynı zamanda daha üretken bir dönüşüme uğratması tarihin bulunduğumuz aşamasında kaçınılmaz görünüyor. Cinsiyet farklılıkları yok sayılmamakla beraber cinsiyetçi hiyerarşinin giderek minimize edildiği bir dünyaya doğru gidiyoruz. İnsanlık ailesi için bu, muhtemelen yeni ufuklar, yeni bir varoluş algoritması demektir. Erkek-egemen dünyanın bir tezahürü olan "erkek çocuk" ayrımcılığı; kadının "sokaktaki" kısıtlanmış varlığı; çalışma hayatındaki muhtelif dezavantajlar; kız çocuklarının eğitimini hafife alan anlayış biçimi; "gelinlikle çıkıp kefenle dönme" diskuru vs... Kadın sorunu bizden radikal ama insanlığın hayrına olacak güçlü bir projeksiyonu bekliyor.
28 Şubat ve devletin hikayesi
Ali K. Metin
Egemenliğin halkın iradesinde ve âli menfaatinde cisimleşmesi için salt bir teknik veya kurallar bütünü anlamında demokrasinin yeterli gelmediğini belki daha uzun süre tecrübe etmeye devam edeceğiz.
Büyük aile ideali
Ali K. Metin
Aileyi, bir değer olmaktan öteye ahlaki ve toplumsal varoluşumuzun en öncelikli teminatlarından biri diye kabul etmek hiç yanlış olmaz. Bu da bizi, "ya aile ya birey" dikotomisine karşı "hem aile hem birey" diyebilen, özgürlüğü, eşitliği ve dayanışma ahlakını varoluşsal bir değere dönüştürmekle maruf entelektüel ve siyasal bir aklın inşasına çağırır. Aileyi ortadan kaldırmak gibi bir hedef veya ütopyanın insanlığın hayrına olabileceğini düşünenler, fıtrat dediğimiz insani tözü gerçekten de hafife almakta ve nihai plandamekanik bir insan kavrayışına yaslanmaktadırlar.
Aileyi anlamak
Ali K. Metin
Toplumsal ilişkilerin çıkar arzuları ve beklentileri etrafında şekillendiği bir zeminde aile kurumunun saf ahlaki, manevi değerler üzerinde yükselmesini beklemek tam anlamıyla irrasyoneldir. Böyle bir dünya elbette yok. Daha açıkçası bir ayağı "olan"ın, diğer ayağı "olması istenen"in üzerinde duran varlıklar olarak aile kurumu da yaşadığımız paradoksal gerçeklikten nasibini alıyor. Frédéric le Play: "Başka hiçbir toplumsal güç, baba otoritesi kadar hiçbir art niyet taşımaksızın kendini yönettiği kişilerin mutluluğuna adamaya eğilimli değildir. Bu içgüdüsel eğilim toplumların gelişimiyle daha da bir incelir, soylulaşır fakat çöküşün ortasında bile varlığını sürdürür".
Farkı imkana dönüştürmek
Ali K. Metin
Donkişot'un bir aptal olmadığını anlamak için büyük bir zeka seviyesine ihtiyacımız yok, eyleminin ardındaki söz dağarcığı bize nasıl gerçek bir kahraman ile karşı karşıya olduğumuzu adeta bağırıyor: "Ben ölerek yaşamak için doğdum, sense yiyerek ölmek için". Tanrısız, seküler bir dünya ütopyasıyla tarihi mümkün hale getirmek Batı medeniyetinin büyük iddiası. Biz ise Batı'nın trenine binmiş Doğulular olarak Rönesans'tan ve Aydınlanma'dan aldıklarımızla nasıl bir ontolojik tahayyüle ulaştık, burası oldukça karışık. Batılılaşamadığımıza göre burada bize mahsus bir tahayyülden, hiç değilse oluşum halinde bir tahayyülden bahsetmek mümkün. Kafka'nın böceğe dönüşen Gregor Samsa'sı neyse Rönesans insanı da hemen hemen odur: "Rönesans, yırtıcı hayvanların doğuşudur".
İslamcılık tartışmalarında şirazeyi yakalamak
Ali K. Metin
İktisat gerçeği ve başka bir medeniyet
Ali K. Metin
Karşımızda eğer “öteki” olarak nitelediğimiz kapitalist ve/veya emperyalist bir dünya varsa, iktisadi bağımsızlık meselesi çok daha ciddiye alınmayı gerektirir. Sahip olduğumuz idealizm ufku uluslararası ilişkilerde hak politikalarının etkin bir öznesi haline gelmekle kalmayıp kapitalizme dahası Batı medeniyetine alternatif bir cazibe alanı oluşturma yolunda bir cehtle beslendikçe, bilimsel, toplumsal, kültürel, sanatsal planda varoluşsal bir aşkınlığı şart hale getirir.
Direnişin ruhu
Ali K. Metin
Halk yaptığı direnişle demokrasiye yani milli iradeye ama en çok da geleceğine sahip çıktı. Türkiye geldiği yer açısından olsun, siyasi iradenin halen gösterdiği performans açısından olsun halkın güvenini kazanmaya önemli ölçüde devam etmekteydi. Halkın çoğunluğu sandıkta gösterdiği gücün ve istikrarın da siyasal hayatta ve medyadaki ezici üstünlüğün de farkındaydı.
Sınıf gerçeğiyle yüzleşmek
Ali K. Metin
Şiddetin adı İstanbul Sözleşmesi ve adalet fikri
Ali K. Metin
Kadına şiddet veya cinsiyet ayrımcılığı, her ne olursa olsun umurumuzdadır. Mesele, cinsiyetin bir şiddet ve üstünlük konusu haline gelmediği, getirilmediği bir dünyayı gerek evrensel gelişmelerden gerekse kadim değerlerden aldığımız ilham ve enerjiyle inşa etmemizdir. Ateşin olsa olsa düştüğü yeri yaktığını biliriz. Kadının kadın olduğundan dolayı maruz kaldığı fiziksel yahut psikolojik şiddetin nasıl bir eza olduğunu bazı kadınların bile bilmediği çok katmanlı, çok boyutlu bir dünyada yaşıyoruz. Erkeklerin cinsiyetleri sebebiyle sahip olduğu ayrıcalıklı durum, kadınların önemli bir kesimi için de burada geçerli sayılabilir.
Emeğin öteki yüzü
Ali K. Metin
Emek dayanışması, özgürleşmeye ve saygınlığa yönelik bir eşitlik arzusuyla temellendiği nispette kapitalizmin kuşatamayacağı bir ufka kendisini yerleştirmiş olacaktır. Çalışma kutsaldır! Ayılana bayılana kadar çalış. İş olsun da hani ne olursa olsun... Kölelik modern dünyada artık form değiştirmekle kalmayıp alabildiğine içselleşmiştir. Kölenin köle olma bilinci, sosyal, kültürel, ekonomik yanılsamalar yoluyla iğdiş edilmiştir. Köleler güya özgürleşmiştir.
Yeni dünya için ne söylüyoruz?
Ali K. Metin
Dünya şiirden, edebiyattan, düşünceden büyüktür! Bir yanıyla doğru. Ama burada sadece bu değil de edebiyata ve düşünceye dair bir inançsızlık dile gelmekteyse o zaman kötü. O zaman dünya sermayenin, teknolojinin, güç sahiplerinin çekip çevirmesinden yakayı kurtaramayacak. Hepsinden kötüsü de sanıyorum, dünyanın değişmesi gerektiğine yeterince, içsel anlamda ikna olmamaktır. Buysa aslında konformist bir çekince ve isteksizliğin dışavurumu olarak karşımıza çıkıyor.
Koronanın söylettiği gerçekler
Ali K. Metin
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir gelecek ancak entelektüellerin ve halkın koyacağı insiyatif, alacağı tavırla mümkün. Bunun bir laf-ü güzaftan ibaret kalmaması için, söylemlerin içini hakkıyla doldurmak zorundayız. Ama nasıl?
Medeniyet sürecinde kadın sorunu
Ali K. Metin
Dünyanın akıl hocalığını yapan Batı düşüncesi, kadın konusunda bizatihi kendi cephesinde var olan marazlarla ciddi bir hesaplaşma içine girmek yerine, kültür-endüstrisini günah keçisi yaparak “yansıtma” metoduna dayalı bir savunma mekanizması çalıştırıyor.
Bir gerçeğin paraziti
Ali K. Metin
Parazit filminin insanlık aklı ve vicdanındaki ödülü veya karşılığı ne olacak bilemeyiz. Ama eğer aşağılamanın ve tahakkümün sembolü olan tişört kokusu, eşitsizlik görüsünü (tezahürlerini) bilincimizin tetiklemeleriyle gerçek anlamda varoluşsal bir huzursuzluğa sevk edebilirse, toplumsal akıl buradan büyük bir meydan okumanın tutkusunu ateşleyebilir.
Eşitsizliğe karşı nerede duruyoruz?
Ali K. Metin
Bütün mesele, eşitsizliği insanlık onuruyla ilgili bir problem haline getirip getirmemekte. Getirebilirsek eğer kapitalizmin kaybetmemesi için bir neden belki de olmayacaktır. İnsanlığın ihtiyacı olan ahlakileşme süreci böylelikle devrimci bir kıvama kavuşabilecektir. Kapitalizm güç arzusu sayesinde bugün sınır tanımaz bir makineye dönüşmüştür.Bu yüzden, yukarı kesimdeki en zenginlerin ekonomik farkını ‘işverenlik' işlevleriyle açıklayanlar konuyu ya safdilce ve tek taraflı ya da büyük bir kurnazlıkla yerinden etmektedirler. Böyle bir tuzağa düşmemeliyiz.
Kahramanın boşluğu
Ali K. Metin
Adorno, her ne kadar “Doğruyla sahici eşitlenemez” dese de ahlaki ve ontolojik tecessüsler arasındaki zımni mütekabiliyeti örseleyecek yahut imkansızlaştıracak insani, makul bir nedensellikten söz edebileceğimizi sanmam. Bu noktada, İslami perspektiften karşı karşıya olduğumuz temel mesele; dinin hakikatini bütün sahiciliği ve doğruluğuyla ortaya çıkarma yetisini kazanıp kazanamayacağımızdır.
Niteliğin ve sözün asaleti
Ali K. Metin
Toplumsal niceliğin kültürel nitelikle asimetrik bir sürece yol açması, başımıza gelebilecek en büyük musibetlerden biridir. İletişim teknolojisi yazık ki bizi bu musibetle karşı karşıya getirmiş gözüküyor. Daha öncesinde nitelikle nicelik arasında nispi düzeyde bile olsa pozitif şekilde süregelen zihinsel ve kültürel ilişki, şimdi adeta tersi bir istikamete girmiş durumda.
Makyavelizmin tamtamları
Ali K. Metin
Amerika’nın Ortadoğu coğrafyasına yönelik adalet ve özgürlük iddialarını hiç kimsenin yuttuğunu sanmam. İş eğer Süleymani’yi katlederek İran’la savaş noktasına kadar geldi ve getirildiyse burada Amerika’nın keli artık iyice ama iyice görünmüş demektir. Ortadoğu’da icra edilen bütün o diplomatik ve askeri çabalar Makyavelizmin tamtamları olarak tarihe geçmektedir.
Adaletin keşfi için yerliliğe bir derkenar
Ali K. Metin
“Neden adil olmam gerekiyor?” sorusuna vereceğimiz cevaplar, adalet anlayışımızın anlam ve değerini tayin etmektedir. Ama bu cevapların tarihsel olarak değiştiği de bir gerçek. Cevaplarımız insan ve dünya algımıza göre şekil almaktadır. Tarihin en büyük filozofları bile mutlak, nihai cevaplar verme gücünü gösteremiyor. Antik çağda eşitlikçi düşüncenin en radikal şekilde savunusunu yapan Eflatun, köleleri ve kadınları eşit varlıklar olarak görmemişti. Dolayısıyla felsefeyi, sorularımızın cevabını biraz da tarihin açılımları üzerine inşa etmek durumundayız.
Sosyal Devletin Şirazesi
Ali K. Metin
Geleneksel anlamıyla bakıldığında ise kerim devlet bugün elbette fazlasıyla vardır. Fakat bu, daha açık ifade etmek gerekirse, yoksullukla mücadele etmeyi, dahası yoksulluğu ortadan kaldırma hedefini birinci düzeyde önceleyen bir sosyal devlet anlayışına evrildiği düzeyde ayırt edici bir niteliğe kavuşacaktır. Tabir caizse kapitalizmin yanaşması konumundaki bir sosyal devlet anlayışı bizim için ancak konjoktürel bir zorunluluk olabilir, tercih değil.
Şiddetin tasfiyesi
Ali K. Metin
Sistemin tabiatının insan tarafından anlaşılabilir olması en büyük şansımız, sistem açısındansa en büyük tehlike. Sistemin gayri insani yüzüyle daha derinlemesine yüzleşmek zorundayız. Bununla ilişkili olarak temel mesele, sisteme içkinleşerek yapısallaşmış olan şiddete karşı ne yapacağımızı bilmemizdir.
Büyük hamlenin eşiğinde
Ali K. Metin
Kültürel taassup ve hamaset, bize sürekli patinaj yaptırmakta. Evrensel değerlerle sahici bir ilişkiyi kuramadığımız sürece, bu patinajın devam etmesi mukadder. Bunun için kültürel şovenizmden de milliyetçilik patolojisinden de kurtulmayı başarmak zorundayız. Geleceğin Türkiye’si bizden ivedilikle bunu bekliyor.
Gerçeğin anneleri
Ali K. Metin
Devlet insan içindir demek kolay. Aslolan anneler buluşmasında olduğu gibi devleti halkın yanında görmemiz; sevginin, merhametin, zulme ve teröre karşı kardeşliğin safında görebilmemizdir. 15 Temmuz’da halk devletin yanında saf tuttuysa, bunun bir anlamı ve gereği de budur: Devlet ve halk kaynaşması bizi kaim kılan en büyük gücümüz ve üstünlüğümüz olacaktır. 
İsyan ahlakı, şimdi
Ali K. Metin
Kadına yönelik şiddeti kınıyoruz demek yetmez. Buğzetmek hiç yetmez. Tam anlamıyla bir isyan ahlakını tezahür ettirmeye ihtiyaç var. Bunun için şiddete karşı toplumsal bir birliktelik, bir hareket ortaya koymak durumundayız. Öncelikle ve hemen.
Kadının fendi
Ali K. Metin
Kadın kimliğinin aile ilişkileri içindeki rolüyle tanımlanması,  her şeyden önce erkek egemen bir anlayışın ikrarı anlamına gelmektedir. Kadını da erkeği de anne veya baba olmaktan önce insan olarak değerlendirmemiz gerekir. Çok basit gibi gözüken bir hakikatten bahsettiğimizin farkındayım. Lakin bu basit hakikatin derin anlamına nüfuz etmek istediğimizde işin aslı düşündüğümüz gibi olmayabilir. Eşitlik ilkesinin de adaletin de apriori/normatif şekilde dogmatize edilmesini eleştirmemiz mümkün. Eşitlik ilkesinin bizatihi eşitsizliğe yol açabilme ihtimalini son derece ciddiye almamız icap eder. Gerçekten de işin özüne gitmek istersek, iki insan arasındaki ilişkide tahakkümün esas mesele olduğunu görebiliriz. Her türlü tahakküm eşitlikle de adalet ilkesiyle de çatışır.
15 Temmuz siyaseti
Ali K. Metin
15 Temmuz, iktidar aygıtını daha keskin, daha somut halkçı politikalar izleme sorumluluğuyla yüz yüze getirmeli. İktidar, halkın refah ve huzurunu gözeten büyük açılımları mutlaka yapmalı. Bunu, hem bir vefa hem de siyasette tebarüz ettirilmesi gereken ilke ve değerler adına yapmak gerekiyor.
İsmet Özel bizi niye anlamadı?
Ali K. Metin
Türklük emperyalizme karşı barbarlığın asaletidir, kavi duruş ve itaatsizliktir; ancak işin temelinde doğrudan söylenmeyen iman hakikati vardır. O yüzden İsmet Özel’in Türklük konusunda söyledikleri, çizgi meselesiyle ilgili soruya verilmiş bir cevaptan başka bir şey sanılmamalı. Türklük üzerine yaptığı her tarif, her niteleme özünde bir iman vurgusu içerir.
Boyunduruğu kırmak için yeni(den) ideoloji
Ali K. Metin
Siyasetin parametrelerini ve geleceğini tayin edici unsurların varlığı, teori ile ideoloji arasında sağlam bağlar kurmayı gerektiriyor. Aksi halde sadece yürüttüğümüz siyasetle değil, bireysel, toplumsal varoluşumuzla da pragmatizmin iğretiliklerine rıza göstermekten başka kaçarımız olmayacaktır.
Siyasetin hakkı
Ali K. Metin
Siyasal mücadele başkalarıyla aramızdaki uzlaşmazlıkları çözme anlayışından hareket eder. İhtilafı bir sorun değil uzlaşma konusu olarak ortaya koyar. İktidarı ise öncelikle çözüme yönelik bir etki alanı diye görür. Bunun için siyasetin tamamen iktidar mücadelesi olarak değerlendirilmesi temelden yanlıştır.
Seçimlerin gör dediği
Ali K. Metin
Türkiye halkı, devletinin bağımsızlığını aynı zamanda bir ideolojik, kültürel bağımsızlık meselesi diye kabul etti, siyasetteki mücadelenin bu meseleyle ilişkisi olduğunu az çok sezerek hareket etti. Halkımızın yüzde 60’ının aptal olduğunu söyleyecek kadar ileri gidebilen Batıcı kafalarsa bu gerçeği idrak etme kabiliyetini ne yazık ki gösteremedi.
Halkın ikbalinde yüzyılın yokuşu
Ali K. Metin
İslami değerler manzumesini kapitalist statükonun ve popülizmin sarmalında soğurmaya izin vermeyecek muhkem bir tavra sahip olmak geleceğimiz için ümitvar olmanın yegane şartıdır. Bu konuda acziyete meydan vermeyecek bir dikkat, dirayet ve sorumluluk göstermek iktidar unsurlarının da bütün Müslümanların da üzerine vazifedir.
Halkın ikbalinde yüzyılın yokuşu
Ali K. Metin
İslami değerler manzumesini kapitalist statükonun ve popülizmin sarmalında soğurmaya izin vermeyecek muhkem bir tavra sahip olmak geleceğimiz için ümitvar olmanın yegane şartıdır. Bu konuda acziyete meydan vermeyecek bir dikkat, dirayet ve sorumluluk göstermek iktidar unsurlarının da bütün Müslümanların da üzerine vazifedir.
Bir karın ağrısı olarak statükonun ötesi
Ali K. Metin
Devlet-toplum ilişkisi, bugün artık özne-nesne ilişkisine irca edilemeyecek bir düzeye gelmiş bulunuyor. İdeoloji dikte edilecek bir tahayyül veya idea olmaktan çıkmış, iktidar aygıtı/siyaset ile realite arasındaki diyalektik ilişkiler içinde şekillenecek bir üst-değer hüviyetine bürünmüştür. Mesele tam da aslında bu üst-değerler bağlamında bir özgülleşme ve derinleşmenin söz konusu olup olmadığıdır.
Batı narsizminde oryantalizmin rolü
Ali K. Metin
Postmodern düşüncenin Batı açısından da tekinsiz tarafları olabilir, fakat Batı dünyası, üstünlük kompleksiyle malul olan özgüveni hiçbir zaman yitirmeyeceği konusunda ifşa edilmeyen kolektif bir algıya sahip. Batı’nın bize söylemek istemediği ama hissettirdiği şey bu. Oryantalizm, söz konusu algının Batı dünyasında kökleşmiş olmasında büyük ve özel bir yere sahip.
Emperyalizme karşı medeniyet alternatifi
Ali K. Metin
Doğu ve Müslüman dünyasının gecikmişliği, gelişmemişliği veya içerdiği tehlike (!) potansiyeli gibi sebepler emperyalizmin birer fırsat olarak kullanmaya teşne olduğu problemlerdir. Emperyalizm, ihtiyacı olan hakimiyet alanlarını oluşturabilmek için bugün DEAŞ’ı yarın başka problemleri ileri sürmekten geri kalmayacaktır.
Akif’i anlama problemi
Ali K. Metin
Bugün yerli, kültürel değerlerimizle buluşma veyahut barışma sorununun yerini bu değerleri en anlamlı ve sahici şekilde güncelleme sorunu almış bulunuyor. Eskitmek ve tüketmek yerine yenilemek zorunluluğundayız.  Popülizm ise en önemli kıymetleri bile ayağa düşürme potansiyeliyle mücessem bir olgudur. Faydacı bir aklın güdümü altında değerleri araçsallaştırmak ve giderek karikatürleştirmekle maruftur.
Entelektüelini bekleyen dünya
Ali K. Metin
Egemen sistem, içerdiği liberal değerlerle toplumdaki hedonist, pragmatik temayüller arasında muhtelif şekillerde kurulmuş veya kurulmaya çalışılan bir denge üzerinde varlığını sürdürüyor. Bu dengenin ortaya çıkardığı insanlık durumunun/tablosunun eleştirisi üzerinden yeni bir toplumsal, ideolojik tahayyül geliştirmeye ihtiyaç var.
Milletiyle kaim devlet
Ali K. Metin
Demokrasi her şey demek değil. Bir arada yaşamayı sağlayacak müşterek değerler ve hedefler oluşturulamadığı takdirde ortada ne demokrasi ne de toplum veya devlet kalır. Dolayısıyla devlet aygıtı, millet kavramı ve realitesiyle koşullanan tarihi bir sürece doğru girdi. Devletin kurucu gücü ve asli yapı taşı olarak milletten bahsetmeye başladık.
Modernite miti ve despotizm
Ali K. Metin
Batı’nın yumuşak karnı taşıdığı devasız kibri, çıkmaz sokağı efendilik düzenidir. Köle olanlar, yeni bir Spartaküs ruhunu ve bilincini canlandırmak zorundadır. Doğu’nun böyle bir atılımı gerçekleştirmesi tarihin muhtemelen en büyük devrimlerinden biri olacaktır. Fakat efendiyi küçümseyen bir kölenin bunu hiçbir zaman başaramayacağından eminiz.
Batı’nın akıl kimyasında derinleşen paradoks
Ali K. Metin
Batı düşüncesi bugün itibariyle oryantalizmi sorgulama ihtiyacı duyuyor olmakla beraber, yüzyılların Batı dünyasının kolektif bilinç altında oluşturduğu tortuların kolay kolay temizlenemeyeceğini tahmin etmek pek zor olmamalı. Bu tortular, demokrasi ve insan hakları söylemlerine rağmen Batı’nın siyasal ve toplumsal aklını karıştırmaya her halükarda devam ediyor.
Amerika, sen nesin?
Ali K. Metin
Kissinger’da, Reagan’da, Bush’ta gösterdiği devamlılık bakımından toplumsal bir temeli haiz olduğu aşikar Amerikan pragmatizmi, Trump ile birlikte adeta marazi bir boyut kazanmış durumda: “Ben Amerika’yım, haddini bil, küçük adam! –küçük adamlar!” kompleksi, “Amerikan ruhu”ndaki emperyal hücrelerin onun üzerinden metastaz yaparak bir bakıma küresel arenada dengesizce boy göstermeye başladığını anlatıyor.
Varoluş imkanı olarak cemaatin önemi
Ali K. Metin
Cemaatlerin söylem ve pratiklerine dair eleştirilerimiz baki kalmak kaydıyla, ‘biz’, ‘siz’, ‘onlar’ tarzı ilkel ve gayri ahlaki ötekileştirmeler içinde olmadan, cemaatleşmeyi insanın en tabii kültürel, sosyal ve hatta siyasi ihtiyaçları arasında görüyor olmamız, medeni, çağdaş bir toplum olma yönündeki seviyemizin doğru bir işareti olacaktır.
‘Kerim devlet’in ihyası ve mode rnizasyonu
Ali K. Metin
Gerek vesayet unsurlarının ortadan kaldırılması gerekse sistem değişikliğiyle yapılan işleri, jakoben devlet anlayışının ve elitizminin ‘kerim devlet’ olgusunda meydana getirdiği tahribatları gidermeye yönelik bir yaklaşımla izah etmek yanlış olmaz. Başka deyişle süreci, kerim devlet olgusunun ihya edilmesi diye okumak mümkün. Şimdi ise kerim devlet temelli yeni bir şahlanma arzusu ve iradesiyle karşı kaşıya bulunuyoruz. Toplumsal akılla siyasal aklın buluşması, kendisini yeniden kerim devlet üzerinden zuhur ettirmekte.
Yeni Türkiye'nin küreselleşme seçeneği
Ali K. Metin
Batı medeniyetinin ve modernleşme süreçlerinin isterleri hilafına, Türkiye küresel sisteme karşı alternatif bir gücün, bir medeniyet tasavvuru ve oluşumunun öznesi/öncüsü olabilecek midir sorusu belirleyici niteliktedir. Yeni Türkiye, bir taraftan küresel sistem içindeki yükseliş trendini devam ettirebilir, ettirmesi kaçınılmaz olabilir, lakin öbür taraftan alternatif bir sistem arayışının kararlı öznesi olma yolunda ciddi bir performansı da göstermek zorundadır.
Asabiyenin ve pragmatizmin fevkinde bir siyaset ihtiyacı
Ali K. Metin
İslami hassasiyetlerle motive olan bir siyasetin bugün bilhassa “kurucu” fikirlere ve öznelere ihtiyacı var. Savunmadan eylem hattına geçmiş bir siyaset bu yolla ancak dünyayı değiştirme istidadı gösterecektir. Böyle bir iddia veya derdimizin olmaması halinde ise İslamcılığı pragmatik bir tarz-ı siyaset seviyesine irca etmekle kalacağız.
Araftaki Türkiye
Ali K. Metin
Batı’nın kibri ve ukalalığı karşısında kültürel ve zihinsel üstünlüğü ele geçirmekten başka seçeneğimiz yok. Başarabilir miyiz, iyimser olabilmek elbette zor. Ama Türkiye’nin jeokültürel konumu bütün arızalarıyla beraber bu zorunluluğu bize dikte ediyor. Türkiye’nin/Müslüman dünyasının İslam’la kurduğu ontolojik ilişkiyi kültürel üstünlükle mücessem bir zaviyeye taşıması halinde medeniyetler çatışmasının bahar aylarını yaşayabileceğiz.
Kültürel yenilenmenin ontolojik vecibeleri
Ali K. Metin
Kim ne derse desin, Türkiye siyasal anlamda bir “sessiz devrim” gerçekleştirmeyi başardı. Bu devrimin bir bakıma “kültürel devrim”le tamamlanması, tahkim edilmesi gerekiyor. Batı dünyası ve/veya emperyalizmi karşısındaki ontolojik duyarlılığımız biz Müslümanlara bunu telkin etmektedir. Batılılaşarak modernleşme veya modernleşerek Batılılaşma ikileminden kurtuluşun başka bir yolu görülmüyor.
Emperyalizme karşı pro-aktif siyasetin inşası
Ali K. Metin
Askeri tedbirlerle emperyalizmin oyununu bozmak muhakkak bir zorunluluk. Afrin Operasyonu, Ortadoğu’nun yumuşak karnı olmadığımız konusundaki hem siyasi hem de sosyal farkındalığın ve iradenin bir yansımasıdır. Doğrudur, evet ama yetmez!