Tüm Yazarlar
Murat Yılmaz Yazıları
Türk muhafazakarlığına giriş
Murat Yılmaz
1946'dan sonra Türk siyasi hayatı, ana hatlarıyla bürokratik muhafazakarlarla orta sınıfların muhafazakarlığı arasındaki mücadeleyle geçmiştir. Geleneksel Cumhuriyet burjuvazisinin, 1970'lere kadar bürokratik muhafazakarları ve onların siyasi temsilcisi CHP'yi desteklemiş olması, taşra burjuvazisinin desteklediği DP ve AP'nin, geniş kitlelerce orta sınıfların partileri olarak kabul edilmesini kolaylaştırmıştır.
Muhafazakar demokrat bir politikanın temel özellikleri
Murat Yılmaz
Muhafazakarlar, yaygın olarak paylaşılan yanlış bir kanaatin aksine, değişime karşı değildirler. Onların karşı oldukları, radikal değişim projeleridir. Toplumun kendiliğinden bir süreç içinde tedrici bir değişimle değişmesini tanır ve siyasetin bu süreçte toplumsal yapı ve kurumları tahrip etmeyecek bir yol izlemesi gerektiğini savunurlar.
Cumhurbaşkanlığı adaylık krizinden milletvekili aday listelerinin belirlenmesi krizine
Murat Yılmaz
Basına akseden son iddialara göre, Kılıçdaroğlu anketlerde küçük sağ partilerin çok zayıf olduklarını gerekçe göstererek her parti için 3'er kontenjan vermeyi kabul etmiş durumda... Bu durumun çok daha fazla kişiye milletvekilliği vaat eden küçük sağ partilerde ciddi elit krizine yol açması kuvvetle muhtemel.
Türkiye'nin ‘uzun seçimi' ve 6'lı Masa krizinin üç günü
Murat Yılmaz
Türkiye büyük bir sabırla demokrasi, kalkınma ve hukuk düzeni içinde içeride ve dışarıda egemenliğine sahip çıkacak uzun bir mücadeleye girişti. İşte Türkiye'nin "uzun seçimi" , bu mücadelenin seçimidir.
Ortak Politikalar Mutabakat Metni! Muhalefetin tutarsızlıkları ve güvenilirlik problemi
Murat Yılmaz
Erdoğan tarafından yapılmış ve yapılacak birçok konunun Altılı Masa tarafından vaat edildiği görülüyor. Atılı Masa'nın ortak metinleri, genel toplamda, iyi çalışılmamış, tutarsız ve ortakların uyum sorununu yansıtan metinler olarak dikkat çekiyor.
6'lı Masa'nın yönetim açmazını Davutoğlu, ideolojik açmazını Babacan dile getirdi
Murat Yılmaz
Davutoğlu ve Babacan'ın son hafta yaptığı çıkışlar, bir yandan bu iki oluşumun AK Parti'den oy koparmakta ve partileşmekte başarısız olduğunu ortaya koydu; diğer yandan da masada Kılıçdaroğlu'nun yanında ve Meral Akşener'e karşı bir pozisyon aldıklarını bu şekilde ifade etmiş oldular.
Masaya dışarıdan müdahale: İmamoğlu kalkışması
Murat Yılmaz
Kılıçdaroğlu, 'İmamoğlu kalkışması'nı şimdilik kontrol altına aldı. İmamoğlu kendisine verilen görevi yerine getirerek CHP'nin bir aile olduğunu ve ailenin Cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı. Buradaki "şimdilik" ifadesinin altını çizelim. Çünkü Kılıçdaroğlu da Baykal'ı ziyaret ederek genel başkanlığa aday olmadığını söyledikten sonra 24 saat geçmeden aday olmuştu.
CHP'nin siyaset açığı ve tartışmalı ekonomik vizyon toplantısı
Murat Yılmaz
CHP siyaset açığı baskısını bir yandan ittifak, diğer yandan da bilim, teknokrasi ve Batı'nın gücüyle doldurmaya çalışıyor. Dolduramadığı yerde de "kayıt dışı" siyaset alışkanlıkları ve odakları devreye giriyor.
Batıcı dış politika yegane gerçekçilik mi hayalcilik mi?
Murat Yılmaz
Radikal Batıcılıkta amaç, Türkiye'yi elitleri ve kamuoyuyla Batı'nın çizdiği sınırları zorlayamayacağı bir “uydu müttefik” olduğuna ikna etmektir. Aksini savunanları da kamuoyu önünde önyargılı, gerçekçilikten uzak hayalciler olarak takdim etmektir. Halbuki asıl büyük önyargı budur...
CHP'nin inanılmaz savruluşu
Murat Yılmaz
Rekabetin sertleşmesi ve Erdoğan'ın kaybetmeyebileceğinin ortaya çıkması CHP ve muhalefette büyük gerginlik ve kırılganlıklara yol açtı. İşte bu noktada kayıt dışı siyaset aktörlerinin psikolojik savaşı hedefleyen yalan makinesi devreye girdi. İlk yalan TSK'nın Kuzey Irak'ta kimyasal silah kullandığı yalanıydı. İkinci yalana göre Türkiye ekonomik krizden ve cari açıktan kurtulmak için uyuşturucu ticareti yapıyordu.
Putin'in karşısına kim oturacak?
Murat Yılmaz
Türkiye'de siyasetin ufkunun açılması ve derinleşmesi için, siyaset ve seçim tartışmalarını takımın kaptanı kim olacak yüzeyselliğinin ötesinde, siyasi program ve projelerin tartışıldığı, bu program ve projeleri hangi liderin hayata geçirebileceği şeklinde ele almak yerinde olacaktır. Aksi halde mesele şahsi zevk, ilişki ve hizipleşmelere göre gelişen fantezi yorumlarına dönüşebilecektir.
6'lı Masa'nın stratejik avantajları ve açmazları
Murat Yılmaz
CHP ve İyi Parti, 6+1 Masası veya Millet İttifakı'na güvenerek kendi değişim ve dönüşüm ihtiyaçlarını ihmal etmeselerdi, bugün belki daha avantajlı bir siyasi potansiyele sahip olabilirlerdi.
CHP: Değişmemek için her şeyi değiştiren parti
Murat Yılmaz
CHP'nin seçimi kazanabilmek için seçmenlerin yüzde 50+1'ini ikna edebilecek kadar değiştiğini göstermesi lazım. Ancak bu değişimin CHP'nin ontolojisini, vesayet sisteminin ortağı ve siyasi temsilcisi vasfını da ortadan kaldırmaması lazım. Bu haliyle CHP değişmemek için, her şeyi değiştirebilecek bir beka sendromu yaşıyor. CHP'liler CHP'nin Ekrem İmamoğlu yahut Mansur Yavaş gibi CHP'li olmayan ve CHP'lilerin tahammül etmekte zorlandıkları aktörlerin eline geçebileceğini büyük bir dehşetle gördü.
Dünyadaki stratejik kasırgaya Türkiye nasıl hazırlanıyor?
Murat Yılmaz
Türkiye dünyanın içine girdiği stratejik kasırga ve bilinmezlik iklimine demokratikleşme, reformlar ve güçlü güvenlik mimarisiyle hazır bir şekilde giriyor.
İnce ve Memleket Hareketi‘nin başarı şansı
Murat Yılmaz
2023'teki Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine hazırlanacak olan Muharrem İnce için, erken bir seçim olmadıkça partinin kurulması, örgütlenmesi ve millete derdini anlatabilmesi için yeterli zamanı var. Bu zaman aynı zamanda CHP'nin Millet İttifakı, HDP ile ilişkiler ve belediyelerdeki performansları üzerinden yıpranması ve eleştirilebilmesi için de yeterli bir süreyi ifade ediyor.
Reformlar Batı için mi daha güçlü, anayasal bir Türkiye için mi?
Murat Yılmaz
Bugün itibarıyla reformların ilk amacı, Osmanlı'dan bugüne değişmemiştir: Devleti, modern, güçlü ve anayasal bir devlet haline getirmek... Ancak artık reformların amacı, Batı ile pazarlık yapmak veya Batı'yı ikna olmaktan çıkmıştır. Türkiye'nin devleti, modern ve güçlü bir devlet yapma amacıyla yürüttüğü reformların Batı ülkelerinin kurum ve anlayışlarını esas alması, Batı ülkeleriyle yer yer beka meselesine dönüşen mücadelesinin üzerini örtmesi, Soğuk Savaş döneminin ve Batıcı çevrelerin ideolojik bakışlarının "büyük trajik başarısı"dır. Bu sürecin sona erişi anlaşılmadan, Türkiye'nin bugün yürüttüğü reformların Osmanlı Türk reformlarıyla devamlılık ve farklılıkları anlaşılamaz.
CHP-HDP işbirliği yahut Türkiye'nin Lübnanlaşması projesi
Murat Yılmaz
Zorlama ABD ve NATO görüşleri, CHP'yi, CHP-HDP işbirliğinin aşılamaz çelişkilerini zihnen ve zımnen çözeceği varsayımına götürüyor. Bu zihniyet ve siyaset CHP'yi, Milli Mücadele sırasında işgalcilerle mandacı ilişkiler geliştirerek kurtuluşun mümkün olduğunu düşünen aktörlere dönüştürüyor. Bu tavrın, CHP'yi giderek ontolojik bir krize sokması kaçınılmazdır.
İnce‘den yeni ittifak mı geliyor?
Murat Yılmaz
Muharrem İnce, ilk olarak CHP'yi hedef almakla beraber, ikinci olarak Millet İttifakı'nı hedef almak zorunda. Eğer İnce ve Memleket Hareketi, CHP'den ciddi bir oy koparabilirse bundan sonra önüne yeni bir yol ayrımı gelecek: Ya Millet İttifakı içinde karar verici bir ortak olmak, yahut Millet İttifakı dışında yeni üçüncü bir ittifak kurmak.
ABD'nin yeni gayrinizami harp yaklaşımının Türk demokrasisine tehditleri
Murat Yılmaz
ABD gayrinizami harbe ağırlık verirse bunun sonuçları neler olur acaba? Buradan demokrasi mi hukuk devlet mi, yoksa illegal devlet yapıları, terör örgütleri, cinayetler, kitle katliamları, bombalamalar, sokak hareketleri, darbeler mi çıkar? Daha önce ABD gayrinizami harbe yönelince neler olmuştu?
Türkiye'yi kuşatma senaryosu Türkiye'nin zaferiyle bitti
Murat Yılmaz
Biden Türkiye'deki muhalefeti kurtarabilir mi?
Murat Yılmaz
Millet İttifakı ve onun gizli-açık bileşenleri iç politika dinamiklerinden umutlarını yitirmiş, gözlerini ABD'nin 3 Kasım 2020 başkanlık seçimlerine dikmiş durumda. Tek umutları, ABD Başkanlık seçimlerini Joe Biden'ın kazanarak Türkiye ve Erdoğan karşıtı bir politika izlemesi.
Yargı dışındaki aktörler neler yapabilir? Darbelerle hesaplaşma
Murat Yılmaz
Yargının hukuk mecrasında yapacağı işleri kolaylaştırmak, mevzuat, kurumsal kapasite, dünya modelleri ve tecrübelerini ortaya koymak, darbecileri teşhir etmek ve kamuoyu nezdinde darbe düşüncesini mahkum etmek, nitelikli uzmanlar yetiştirmek ve istihdam etmek, bilimsel bir anlayışla darbelerin yargılanması ve darbelerle mücadele sürecini desteklemek, darbelerle mücadelede bir fikr-i takip sergilemek, demokratik kamuoyu desteğini ortaya koymak yargı dışındaki aktörlerin demokratlık ve vatanseverlik görevi olarak öne çıkıyor.
Türkiye'de sol, CHP ve şiddet
Murat Yılmaz
CHP ve radikal solun, millet ve o milletin medeniyetini bir baskı kaynağı ve engel olarak gördüğü sürece şiddet, darbe ve devrim açmazından kurtularak demokratikleşmesi mümkün görünmüyor. Şiddet, darbe ve devrimse diktatörsüz olmaz…
CHP: İttifakın ufkuna bakarken hizip çukuruna düşmek
Murat Yılmaz
CHP'de bir hizbin mutlak hakimiyeti ve bu hizbe dayanan güçlü liderlik, yeni siyasi partilerin doğumuna yol açıyor. CHP'de Kılıçdaroğlu hizbinin mutlak hakimiyeti ve belediye rantlarının parti içindeki diğer hiziplere kapatılması, CHP'den kopuşların önünü açtı... Bu kopuşun sadece Muharrem İnce ile sınırlı kalmayacağı tahmin edebiliriz.
Yusufeli Barajı'nın gururu ve yeni Yusufeli'nin endişeleri
Murat Yılmaz
Barajların devam ettiği Artvin'de havza kalkınmasını ve bunların birbirine entegre edilmesini esas alan bir seri araştırmanın yapılması elzemdir. Barajların sağlayacağı su ürünleri ve turizm potansiyeli değerlendirilerek istihdam oluşturulması, bölgenin mikro klimasına uygun tarım politikaları Yusufeli başta olmak üzere barajlardan etkilenen birçok ilçeye gelecek perspektifi verecektir.
Meslek kuruluşu tekelleri ve doğurduğu problemler
Murat Yılmaz
Meslek kuruluşlarının bir anayasa mühendisliğiyle anti-demokratik bir misyonla tanzim edilmesi, mesleğe katkılarını olumsuz etkilemiştir. Zorunlu üyelik ve tekel kalkarsa, bu alanda oluşacak rekabet, meslek mensupları için yeni ve farklı bakış açılarının temsil edilmesine ve bu bağlamda katılımın artmasına imkan verebilecektir.
Birinci Meclis: Türklerin siyasi kutup yıldızı
Murat Yılmaz
Meclisin açıldığı ilk gün yapılan ilk konuşmada en yaşlı üye Sinop Milletvekili Şerif Bey, bütün dünyaya şu milli kararı ilan etmişti: “Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisini açıyorum.”
Pür devletçilikten devlet karşıtlığına CHP’nin ontolojik problemi
Murat Yılmaz
CHP artık çok net bir şekilde, bütün devlet tezlerine AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden karşı çıkabiliyor. HDP ile ittifakına özen gösteriyor ve FETÖ iddialarını hiçbir filtreden geçirmeden ifade edebiliyor. Suriye’de Türk ordusuyla beraber savaşan Suriye Milli Ordusu ve Türk ordusunu Libya’ya davet eden Libya meşru hükümeti CHP tarafından “terörist” ilan edilebiliyor.
‘Mavi’ mi ‘kızıl’ mı ‘gökkuşağı’ mı? CHP’nin rengi ne?
Murat Yılmaz
CHP, sol popülizmi, aşırı sağın yabancı/ göçmen düşmanlığını, vesayet sisteminin kaybeden orta sınıfının reaksiyoner tepkisini ve dünya egemen güçleriyle uyumu esas alan büyük sermayenin taleplerini taşıyan bir aktöre dönüşmüş durumda.
‘Cinnet siyaseti’nden ‘fantezi siyaseti’ne
Murat Yılmaz
CHP oligarşisi irrasyonel siyasetin bir başka tamamlayıcısı popülist siyasetle tedbir alıyor. EYT üzerinden yürütülen ekonomiyi tamamen çökertecek vaatler popülizmin ekonomik ayağını, Suriyelilere düşmanlık üzerinde aşırı sağcı tezlerin sahiplenilmesi de siyasi ayağını temsil ediyor.
Barış Pınarı’nın dış ve iç politikadaki sonuçları
Murat Yılmaz
Batı’nın desteklediği PYD’nin etnik temeldeki federal tezleri çöktü, Suriye’nin bütünlüğü içinde anayasal bir çözümün kapısı aralandı. Bu durum mültecilerin dönüşüne imkan verdiği gibi, daha demokratik bir Suriye’nin de mümkün olduğunu gösterdi.
15 Temmuz: Hepimizin vatanı, istiklali, hürriyeti…
Murat Yılmaz
15 Temmuz ile tarih değişmiş, Türk milleti kimliğine, bağımsızlığına ve izzetine yönelik 27 Mayıs darbesini bütün kalıntılarıyla tamamen ortadan kaldırmıştır. Demokrasi, hürriyet, milliyet, vatan, bayrak, devlet, istiklal gibi mefhumların laftan ibaret olmadığını, “yurdumuzun üstündeki her ocakta tüten” milli ve yerli kavramlar olduğunu bütün dünya görmüştür. Büyük güçlerin Türkiye karşıtı bir yerde durması, 15 Temmuz darbecilerini ve onun “pasif darbeci” iç destekçilerini mağlubiyetin sert ve soğuk yüzüyle karşılaşmaktan şimdilik zihnen alıkoyuyor. Ancak fiilen 15 Temmuz darbecileri ağır bir yenilgi aldı, toplum vicdanında açıkça mahkum oldu, hukuken cezalandırılma ve tasfiye süreci devam ediyor.
27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a: Kuklacı aynı kuklalar farklı
Murat Yılmaz
27 Mayıs sonrası Türkiye, adeta 2. Dünya Savaşı’nda yenilmiş ve anayasal sistemle vesayet altında tutulan bir ülke statüsüne getirilmeye çalışıldı. Türkiye’nin 27 Mayıs sonrası siyasi tarihi bunu kabul edenlerle buna karşı çıkanların uzun mücadelesinin tarihidir.
Siyasi merkezi bölme hareketlerinin mantığı ve açmazları
Murat Yılmaz
Bugünkü tehlike Soğuk Savaş döneminden vahimdir. Bugün sadece demokrasi değil, ülkenin sınırları da tehdit altına girebilecektir. Türkiye, halihazırda Suriye ve Irak’ta askeri harekatlar ve küresel güçlerle pazarlıklar yürütmektedir. Bu ahval ve şerait altında yapılacak her siyasi hatanın, tarihi sorumluluğu artacaktır.
Seçimlerden sonra: Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Murat Yılmaz
31 Mart: Uzun seçim bitti mi?
Murat Yılmaz
31 Mart 2019’da mahalli idareler seçimleri yapıldı. Seçim sonuçlarına ilişkin İstanbul Büyükşehir seçimlerindeki itiraz süreci hariç, yorum yapılabilecek bir veri setiyle karşı karşıyayız.
31 Mart seçim maratonunun sonu olacak mı?
Murat Yılmaz
Seçimde iktidar kazanırsa seçim maratonu bitecek ve muhalefet cephesi içinde ciddi bir tartışma başlayacaktır. Bu tartışma muhalefetin vesayet aktörleri, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile ilişkilerini gündeme taşıyabilecektir. HDP içinde tartışma ve bölünme kaçınılmaz olacaktır.
Ecevit veya demokratik solculuk: CHP’nin üzerindeki hayalet
Murat Yılmaz
Ecevit’in lider vurgulu, yerli, ulusal, inançlara saygılı laiklik anlayışıyla örülmüş demokratik solculuğunun CHP’ye 31 Mart’ta yeni bir başarısızlık yaratarak yeni bir 1  Nisan (veya 18 Nisan 1999) şakası yapması muhtemeldir.
CHP’nin ecinnileri
Murat Yılmaz
Son 14 yılda Türkiye her şeyiyle çok değişti. CHP bu son 14 yılda ana muhalefet partisi olarak değişimi taşıyan, hazmeden ve etkileyen bir siyasi aktör olmak yerine, reaksiyon göstermek dışında ciddi bir rol oynayamadı. Daha da önemlisi, bundan sonra da böyle bir rol oynayabileceğine ilişkin bir umut ve güven de vermiyor. Tam aksine CHP son 14 yıldaki değişimler karşısında Erdoğan, AK Parti ve değişim düşmanlığı dışında ortak paydası kalmayan hizipler toplamına dönüşmüş durumda.
Kılıçdaroğlu kimden rol çalıyor?
Murat Yılmaz
CHP, AK Parti karşısında herkesle ittifak ederek her türlü yolu, yöntemi denemeye hazır bir yerde duruyor. Kılıçdaroğlu’nun “Başkanlıktan kan çıkarma” gayreti, açıkça küfür etmesi yanlışlık ve kızgınlık eseri değil, CHP’nin yürüttüğü “cinnet siyaseti”nin sonucudur.
Meriç’in Konya yolculuğu: ''Bu Ülke''ye dönüş
Murat Yılmaz
Cemil Meriç, aydınlara önerdiği diyalog, diyalektik düşünme ve münakaşada kaybedenin kazanacağı ilkelerini kendi fikri serüveninde tatbik etmiştir. Meriç, bu melez ve çoğul kimlik özelliklerini kompleks duymayarak tabiileştirmiştir.
Siyaset günleri gelip çattı...
Murat Yılmaz
Bahçeli’ye karşı yoğun bir eleştiri kampanyası yürütülüyor. Bu tartışma, genel başkanın yetersizliği üzerinden yürütülse de aslında MHP’nin siyasi kutuplaşmada hangi tarafa meyledeceği ile ilişkili. MHP’de tüzük kurultayı olsa da olmasa da, ‘lider’ değişse de değişmese de ‘doktrin’ ve ‘teşkilat’ tartışması kaçınılmaz.
Dış politikada da vesayetten kurtulmak
Murat Yılmaz
Türkiye yüzde 52 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanı ve yüzde 49.5 ile iktidara gelmiş AK Parti avantajını iyi kullanarak PKK ve Paralel Yapının değişim dalgasını kıracak problemler çıkarmasına izin vermemelidir. Güvenlik problemlerinin ve dış politika krizlerinin amacı, değişim dalgasını kırmak veya kıramazsa zayıflatmaktır. Bu bakımdan güvenlik operasyonları ve hukuk davalarının siyasi hamleleri engellememesi hayati derecede ehemmiyetlidir. Önümüzdeki dönemde siyaset her zamankinden çok yaratıcı olmak zorundadır.
10 Ekim seçim ayarlı bomba mı?
Murat Yılmaz
Türkiye’nin başkentinde ve en hassas dönemde yapılan bombalamayla ülkenin demokrasiyle yönetilemeyeceği ve devlet kapasitesinin çöktüğü kanaatinin oluşturulması ana amaçtır. Bu amaç özellikle Türkiye’nin siyasi merkezini teşkil eden ve oyunun demokrasi kuralları içinde çözülmesinde az çok mutabık olan iki ana parti; yani AK Parti ve CHP bombanın siyasi hedefidir.
Türkiye’nin meydan okumaya karşı kapasitesi
Murat Yılmaz
PKK, HDP etrafında birbiriyle telif edilmesi zor stratejik hesaplarla oy kullanan kitlelerin desteğini, devrimci halk savaşı için bir halk desteğine dönüştürebileceği zannıyla hareket ederek kendi tarihi içinde büyük ve stratejik hatalarından bir yenisini daha yaptı. Bu hata, 1 Kasım genel seçimlerinde HDP etrafında oluşan ittifakı dağıtacağı gibi, yapılan operasyonlarla PKK’nın kapasitesi kırıldıkça zor yoluyla aldığı oyla da alınamayacak.
12 Eylül AK Parti’nin değil Türkiye’nin kongresi olabilecek mi?...
Murat Yılmaz
Eğer AK Parti Türkiye’nin beka davasını Yeni Türkiye teziyle aşabileceğini 12 Eylül 2015 Kongresinde gösterebilirse 1 Kasım’da bu kampanyayla seçmeni ikna edebilir. AK Parti 12 Eylül Kongresini tek başına iktidar olmanın ötesinde Türkiye’nin problemlerinin çözülebileceği büyük uzlaşma fotoğrafıyla tamamlamalıdır.
‘Yüzyıllık seçim’de dördüncü tur!
Murat Yılmaz
1 Kasım seçimleri kökleri, 19. yüzyıla giden “temellerin duruşması”nda, 27 Mayıs darbesiyle inşa edilen bürokratik vesayetin ve onun siyasi aktörlerinin tasfiye edilerek anayasal demokrasi ve demokratik hukuk devletinin korunmasında bir karar anıdır. 30 Mart 2013, 10 Ağustos 2014 ve/Haziran 2015’te ilk üç turu yapılan uzun seçimin dördüncü turunda seçmen, yüzyıllık kararını verecek...
Çatışmasızlık nasıl sona erdi?
Murat Yılmaz
Çözüm süreciyle başlayan çatışmasızlık döneminin nasıl sona erdiği üzerinde tartışmalar devam ediyor. Somut gerçek ve bilgilere dayanmadan yapılan polemiklerin, propaganda dışında bir faydası olmadığı açıktır. Çözüm sürecinin seyri ve tarafların eylemlerinin kronolojik bir şekilde sıralanması çatışmasızlığın nasıl sona erdiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, tarih sırasına göre böyle bir derleme sunulmaktadır. Kronoloji okunduğunda KCK’nın baştan itibaren zaman zaman sadece hükümetle değil, Öcalan ve HDP ile de farklı bir pozisyonda durduğu, çözüm sürecini anlamakta ve kabul etmekte zorlandığı görülecektir.
Türkiye'nin Siyasi paradigması değişiyor
Murat Yılmaz
AK Parti; ABD ile anlaşarak ve Kuzey Suriye ile Kuzey Irak’taki emrivakiye teslim olmamak için operasyon kararı alarak ve en nihayetinde de yüzde 60’lık karşı bloğu dağıtarak siyasette kalıcı olduğunu ve hala değişimin aktörü olabileceğini gösterdi.
Türkiye’yi felce uğratma projesini çökerten operasyon
Murat Yılmaz
Türkiye bu operasyonu milli imkânları başlatmakla beraber, DAEŞ’a karşı oluşan koalisyon ve bilhassa ABD ile NATO başta olmak üzere müttefiklerle büyük bir koalisyon ve ittifak tesis etti. Türkiye’nin ABD ile DAEŞ’a karşı ittifakla Suriye denklemine girmesiyle Obama’nın ifadesiyle “oyun değişti”. “Değişen oyunun” sadece DAEŞ ve Suriye’nin geleceğiyle ilgili olmadığı, PKK ve PYD’nin kaderiyle de yakından ilişkili olduğu kaydedilmeli.
MHP ne yapmak istiyor? Üçüncü seçenek olabilecek mi?
Murat Yılmaz
2007 Cumhurbaşkanlığı krizinin üzerinden 8 yıl geçtikten sonra, MHP parti menfaatlerini ve siyasi programını vurgulayarak HDP’nin içinde yer alacağı veya destekleyeceği bir hükümette olmayacağını kararlılıkla ifade edince 2007’deki aynı çevrelerin yeniden Devlet Bahçeli ve MHP’yi hedef aldıkları görülüyor. Bu çevrelerin sadece AK Parti karşıtlığı üzerinden, kendi istedikleri zaman ve kompozisyonla siyaseti dizayn etme gayretleri, 2007’deki mantığa benzer bir şekilde devam ediyor.
7 Haziran: Türkiye’nin tamamlanamayan seçimi
Murat Yılmaz
Yüzde 41’lik oy oranı AK Parti’nin en zor dönemde dahi kemikleşmiş oy tabanını göstermesi bakımından kayda değerdir. AK Parti, önemli bir sosyolojik ve iktisadi tabana oturmaktadır. Yüzde 41’e rağmen tek başına iktidar olamaması ise AK Parti’nin ‘yeni Türkiye’ ve yeni anayasa ve sistem değişikliği tezlerine ciddi bir alan açmaktadır.
‘Milli şeflik’ değil demokratik başkanlık
Murat Yılmaz
1982 anayasasıyla güçlendirilmiş olan ve artık halk oyuyla seçilen Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bilhassa farklı siyasi geleneklerden gelmeleri halinde ortaya çıkabilecek ihtilafların ciddi sistem krizlerine yol açması mümkün. Dolayısıyla bugünkü durum sürdürülemez. 7 Haziran seçimlerindeki ana konulardan biri de bu mevzuyu da kapsayan yeni anayasa sürecine kapı aralaması ihtimalidir.
7 Haziran seçimlerinin hikayesi ne?
Murat Yılmaz
AK Parti vesayet sisteminin tasfiye edildiği egemenlik savaşında kazandığı zaferin yurt içinde ve yurt dışında yarattığı kaçınılmaz tahribatı telafi edecek ve Türkiye’yi orta gelir tuzağı ile orta demokrasi tuzağını aşacak yeni ve nitelikli bir reform hamlesine ihtiyaç duymaktadır.
CHP+Cemaat= Paralel alemde iktidar
Murat Yılmaz
CHP Genel Başkanının hali siyaseti bırakarak hafiyeliğe soyunan Mesut Yılmaz’a benzemektedir. Twitter alemi fenomeninin birkaç tweetine atıfla kendisine kapatma davası açılacağını iddia eden CHP, giderek gerçeklikten kopuyor ve “paralel aleme” geçiyor...
Türkiye’nin ‘en uzun seçimi’nde muhalefet ve iktidar
Murat Yılmaz
Erdoğan ve Davutoğlu için üç etaplık uzun seçimden başarılı çıkmak bir beka meselesidir. Muhalefet aynı düşmanlık hissiyle ikisine de saldırırken ve aynı zamanda ikilinin birbiriyle mücadeleye yönelmesini beklerken esasında kendi siyasi aklının dibini göstermektedir.
ABD Paralel Yapı’nın ‘güvenli üssü’ mü?
Murat Yılmaz
Türkiye’de 7 Şubat MİT operasyonu ve 17-25 Aralık siyasete müdahale operasyonlarıyla asimetrik mücadelenin dozu arttıkça, otonom yapının güvenli üs bölge ve uluslararası haminin korumasına ihtiyacı artıyor. Bu ihtiyaç ise otonom yapıyı, uluslararası güçlerle daha fazla yakınlaşmaya sürüklüyor. Türkiye’deki her kayıp, otonom yapıyı yurt dışında bunu telafi etmek kaygısıyla uluslararası güçlerle daha yakın ilişki kurmaya sürüklüyor.
PKK eve, hayata, siyasete dönmek istiyor mu?
Murat Yılmaz
Kürt sorunuyla PKK sorununun iyice ayrıştığı bu dönemde, BDP tabanı da dahil olmak üzere bölgede barış hayal olmaktan çıkarak hayatı normalleştirmekte. Şimdi sorun PKK’nın eve, hayata ve siyasete nasıl dönebileceğidir. Bu sadece AK Parti hükümetinin ve devletin gayretiyle ol(a)maz. Her şeyden önce PKK’nın bunu istemesi gerekmektedir.
Ortak adaydan ortak parti çıkar mı?
Murat Yılmaz
Türkiye’de bürokratik vesayete dayanan eski siyasi rejimin bel kemiği kırıldı, fakat eski rejim tam anlamıyla tasfiye edilip yeni rejim kurulamadı. Siyasi rejimle beraber iktisadi ve sosyolojik olarak da eskiden kopuş anlamına gelebilecek çok ciddi değişiklikler yaşandı. İşte Cumhurbaşkanlığı seçimleri bütün bu değişiklikleri siyasi rejime ve siyasi yelpazeye taşıyabilecek bir katalizör vazifesi üstlenmeye aday.
CHP’deki kimlik krizi mi kadro krizi mi?
Murat Yılmaz
Ecevit’in -dergisinin de ismi olan- ‘Arayış’ı, SHP içindeki Kemalizm-sosyal demokrasi tartışması, Ecevit’in inançlara saygılı laiklik politikası, Deniz Baykal ve İsmail Cem’in ‘yeni sol’ çalışmaları, Kemal Derviş’in liberal-sosyal sentez gayretleri ve en son Baykal’ın ‘Anadolu solu’ kavramlaştırması... Neticede ortada bir büyük başarısızlıktan başka bir şey yok. Bu başarısızlığın sebebi nedir? CHP neden özgürlükçü sosyal demokrat bir parti olamıyor?
CHP ve MHP mümkün mü imkansız mı?
Murat Yılmaz
Şu anda CHP-MHP ittifakı için AK Parti karşıtlığı dışında ortak bir siyasi programdan bahsetmek mümkün değildir. 12 Eylül öncesinin sert sağ-sol kutuplaşması içinde dahi MHP kimliğinin küçüklüğüne rağmen silinmediği unutulmamalıdır. Çözüm sürecinin üreteceği formül, MHP’nin istikametini tayin edici bir rol oynayacaktır.
Ortanın ‘sol’undan ortanın ‘sağ’ına ‘yeni CHP’den ‘en yeni CHP’ye
Murat Yılmaz
CHP’deki sağa savrulma eğer başarılı olmazsa parti içi muhtemel bir hesaplaşmada muhaliflerin kozuna dönüşebilir. CHP, ‘Yeni CHP’ söyleminin içini dolduramaz ya da ideolojik iddialarından vazgeçerek merkezde “herkesi yakalayan bir partiye” dönüşemezse 2007’de merkez sağın yaşadığı krizle karşılaşabilir.
Neden hep Ak Parti kazanıyor?
Murat Yılmaz
Muhalefet Ak Parti karşıtlığını bir yana bırakarak demokratik bir sabırla kendisini yeniden inşa etmeye yönelmez ve ‘Yeni Türkiye’nin inşasında Ak Parti ile işbirliği yapmazsa, Ak Parti ve Başbakan Erdoğan Türkiye’de değişim ve reform cephesinin yegane aktörü olmaya devam edecektir. Kurulan her kriz senaryosu Ak Parti’yi sandıkta güçlendirecektir.
30 Mart seçimleri Yeni Türkiye'nin eşiği
Murat Yılmaz
Meşru siyasetin önünün açılması ve medyadaki çoğulculuk, paralel yapının ve vesayet sermayesinin kayıt dışı siyaset, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı hukuktan oluşan adaletsizlik dairesini sona erdirecek ve hareket alanlarını sınırlayacaktır. 30 Mart seçimlerinin sadece belediye seçimi olmadığı, yeni bir rejim ve Yeni Türkiye’nin oylandığı bilgisinin seçmenler tarafından algılanmış olması, gayrimeşru siyaset kampanyalarının ve siyasi mühendisliğinin siyaseten tasfiyesinde tarihi bir eşik olacaktır. Türkiye siyaseti ve toplumunun reşit olması, bu imtihanı başarıyla geçmesine bağlıdır.
Gayri nizami harbin yurtdışı lansmanı: “El Kaideci cihadist”
Murat Yılmaz
Yolsuzluk kampanyasının ikinci ayağı, yurtdışına yöneliktir. Türkiye’nin siyasi rejiminin otoriter, yozlaşmış hatta El-Kaideci, ‘jihadist’ ve terörist olduğunu ‘göstermektir’. Halk Bankası etrafındaki tartışmalar ve “yardım konvoyunda silah bulundu” üzerinden İHH’ya yönelik yalan kampanyasının amacı budur.
Gerekçeli kararda neler var?
Murat Yılmaz
Balyoz kararı, askerin darbe teşebbüsünün yargılanabildiğini ve cezalandırılabildiğini açıkça gösteriyor. Türkiye gibi defalarca darbeye maruz kalmış bir ülkede bu gelişme fevkalade ehemmiyetli bir eşiğin aşıldığını gösteriyor.
Darbe hafızamız kayıt altında
Murat Yılmaz
Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun raporu, içindeki tespit ve önerilerden bağımsız olarak TBMM’nin darbelerle yüzleşen ve vesayeti reddeden reşit kimliğini tescil etmiştir. Mevzuat ve kurumlardaki darbe tortularının ayıklanmasının yanında komisyon çalışmaları ve rapor, siyasi söylemin ve siyasi kültürün sivilleşmesine ve demokratikleşmesine şimdiden büyük katkılar sağlamıştır.
Darbede tuzu olanlar!
Murat Yılmaz
12 Mart komutanlarından Muhsin Batur, “Darbe suç olsaydı, biz yargılanırdık” demişti. Batur’un sorusunu sanki bugün İkitelli ağaları soruyor: “Darbeye destek suç olsaydı, yargılanırdık.” Eğer 28 Şubat bir darbeyse ve yargılanıyorsa, ­­­28 Şubat’a katılan medya da yargılanmalıdır.
Alevi meselesini ahlakçılık değil siyaset çözecek
Murat Yılmaz
Alevilerin sorunlarının çözülememesinde sadece AK Parti’yi suçlamak bazı kesimleri ferahlatabilir ve negatif siyaset yapmak isteyenlere fayda sağlayabilir. Ancak Alevilerin meşru talepleri dahil demokratik açılımların devam etmesi ve meselelerin çözülmesi isteniyorsa, diğer muhataplara da bakılmalı ve buradaki çözümsüzlük siyaseti ve saldırgan dil de eleştirilmeli.